|
|
Neyse, benim gibi hissedenler de varmış
Bizim evde kendime "ev halkından arındırılmış" bir bölge oluşturmak için yıllarca çok uğraştım. Ama başaramadım. Hele evde gençler varsa bu iş imkansız gibi bir şey. Çünkü odalar önce onlara dağıtılıyor. Size de örneğin salonun bir köşesinde bir masa falan düşerse ne âlâ. Yıllar eşyalarımı koruma altına alma mücadelesi ile geçiyor. Benim alemlerimin yeri belli ya. Herkes onlara sulanır. Kullandıktan sonra yerine koysalar ya. Hayır. Evin dört bir yanını dolanıp onları toplamak yine bana düşer. Kızım bir ara çoraplarıma dadanmıştı. Büyüdü de kurtulduk... DVD'leri arşivlemem ne mümkün. Her an, her yerden bir DVD çıkabilir... Benim neyim varsa kendi mülkiyeti içinde gören oğlum, kendi mülkiyet sınırları içine kimseleri sokmaz... Ya bilgisayarlarım... Evet çoğul kullanıyorum. Çünkü iki tane var. Hem de en gelişmişinden... Hasbelkader son yıllarda nurtopu gibi bir hobim oldu: Amatör DVD üretimi... İşyeri ve eş dost toplantılarından amatör çekimler, montaj, müzik döşeme, seslendirme, çeşitli elektronik işlemler vs. Sabahlara kadar süren, kendimi Visconti, Fellini gibi hissettiğim heyecan dolu bir serüven... Gelin görün ki, ev halkının elinde bol miktarda başka olanaklar varken, hepsi gelip benim bilgisayarların başına çöreklenir. Bir de "devedeci" diye dalga geçmeleri yok mu... Toys"R"Us reklamlarını izlerken bunlar geçti aklımdan. Hani, çocuklarınızın eşyalarınızla oynamasını istemiyorsanız onları Toys"R"Us'a getirin, diyen reklamları. Demek ki, bu anne babaların ortak kaderiymiş... İçim biraz rahatladı. Kilit mesajı, yapım kalitesiyle bu başarılı reklama imza atanları kutluyorum. Yazılması söylenmesinden zor bu markayı ancak böyle şirin bir işle sevdirebilirlerdi...
|