Rakıyı kısa kollu gömlekle içerim
Çok iddialı bir milletiz. Bir milli içkimiz var, bizce dünyanın en güzel içkisi, ama kendimizden başkasına pek sevdirememişiz. Ülkemize gelen turistler ayıp olmasın diye güzel dedikçe, yere göğe sığdıramıyoruz. Şimdi de tartışıyoruz. Rakı nasıl içilir, neden içilir, neyle içilir, neyle içilmez.
Oysa elimizde topu topu üç buçuk marka var. Altınbaş eskilerin rağbet ettikleri, yeni nesillerin ise varlığından bile haberdar olmadıkları iyi bir rakı. Kulüp, ille de kaliteli bir rakı var demek istiyorsak, bu kategoriye koyabileceğimiz bir rakı. Yeni Rakı artık eskidi, ama hala açık farkla en çok içilen rakı. Bunun Tekirdağ'da yapılanı pek makbul olarak kabul ediliyor. Bir de yeni çıkan Tekirdağ markalı olan rakı var ki, Tekirdağ'da üretilen eski Yeni Rakı'yı içmekten hoşlanan eski rakıcılar tarafından fazla aromatik ve çok hafif bulundu.
SULANDIRINCA...
Markaları böylece özetledikten sonra, gelin rakımızı bardağa doldururken, küçük bir hesap yapalım. Şimdi 45 derecelik bir rakıyı su ile karıştırdığınızda, bardağınızdaki beyaz renk almış olan sıvı 20-22 dereceye düşmüş oluyor. Bunun üzerine bir de her yudumdan sonra ağzınıza su doldurduğunuzu hesaplarsak, içtiğiniz rakı neredeyse 10 derecelik bir içki haline gelmiş oluyor. Bu da, karşınızda oturan karınızın muhtemelen içmekte olduğu beyaz şaraptan dahi daha hafif bir içki demektir. Onun için siz gelin, hiç değilse rakıdan sonra içtiğiniz sudan vazgeçin. Hem size, hem rakıya, hem de rakı sert bir içki olduğu için beyaz şarabı tercih etmiş olan karınıza karşı ayıp olmamış olur. Ben rakıyı sadece buz ile içmekten hoşlanıyorum. Yanında da (susamadıkça) ayrıca su içmiyorum. Bunu bazen yadırgayanlar olabiliyor. Örneğin rakı servisi yapan garsonlar, genellikle rakıya koymak üzere getirdikleri suyu, rakıma su konulmasını engellemek için bardağın ağzını örttüğüm elimin üzerine döküyorlar. Bu yüzden rakı içeceğim zamanlar kısa kollu gömlek giymeyi tercih ediyorum.
EĞİTİM VERİLSİN
Bu kargaşalarda, halkımızın milli içkimiz hakkında bilgilendirilmemiş olmasının rolü de var. Örneğin Doluca şarap konusunda restoran, bar ve otel personellerine yönelik şarap seminerleri düzenliyor. Amaç, şarabı servis eden personelin şarabı tanımaları, müşteriyi bilgilendirmeleri, doğru bardakta, doğru biçimde servis yapmalarını sağlamak. Aynı uygulamayı viski ithalatçılarında da görmek mümkün. Rakı ise yıllardır Tekel'in elinde olduğu için böyle şeylere pek lüzum görülmemiş. Kendilerine rakının nasıl içileceği öğretilmeyen yeni nesiller de, ya uydurma, ya da babalarından gördükleri yöntemlerle rakılarını içiyorlar. Onun için, bence rakıyı balıkla mı, kebapla mı içeceğimizi tartışacağımıza, eskiden nasıl içildiği, şimdi nasıl içileceği konusuna açıklık getirmekte yarar var. Benim eşim, aynı babası gibi (kendileri kayınpederim olurlar) rakıyı büyükçe bir şarap bardağında su ile karıştırarak içer. İddialarına göre rakı eskiden böyle içilirmiş. İnsanın karısı ile lüzumlu lüzumsuz tartışmalardan kaçınması gerektiğine inandığımdan, bu konuda iddialı laflar etmemeye çalışıyorum.
Zaten içkiden bahsettiğimiz için, keyif için içilen bu mereti herkesin keyfine göre içmesi gerektiğini söylüyorum. Hiç olmazsa kavga etmemiş oluyoruz.
TEOMAN HÜNAL
|