kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Nisan 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Kagider Başkanı Gülseren Onanç önümüzdeki 10 yılda kadınların güçleneceğini anlatıyor.

Seçimi yine kadınlar kaybetti

SONAT BAHAR
03.04.2009
Yerel seçimlerin ardından sadece 15 kadın belediye başkanlığı koltuğuna oturabildi. Nedenlerini Kagider Başkanı ile konuştuk..
Yerel seçim sonuçları açıklandı, kadınlar yine mağlup. Koskoca Türkiye'de sadece iki ilde, 13 ilçede kadın belediye başkanı görev yapacak. Rakamların ne ifade ettiğini Kagider Başkanı Gülseren Onanç ile konuştuk.

- Yerel seçim sonuçları kadınlar açısından ne ifade ediyor?
- Kadın yine ortalıkta yok. İnsan, yıllardır bir şeyleri sürekli söyleyip söyleyip bir şeylerin değişmediğini gördüğü zaman, biz mi anlatamıyoruz noktasına geliyor. Kendimize bakıp "Doğru mecraları kullanıyor muyuz? Doğru kişilere gidiyor muyuz?" diye düşünüyoruz. Bundan sonraki yerel ya da genel seçimlerde ne yapmamız gerektiğini tekrar gözden geçirmemiz ve tasarlamamız gerekiyor. Yapılanlar maalesef bize istediğimiz sonucu getirmedi. Çok yoğun bir erkek egemen düşünce içindeyiz ve bu sadece erkeklerde olan bir duygu değil. O düşüncenin değişmesi de yıllar alıyor. Bunu sosyolojik ve psikolojik bir olay olarak algılayıp yeni yöntemler bulmalıyız.

- Ama elbette çalışmalarınız birtakım şeyleri değiştirmiştir...
- Türkiye'de Kagider'den sonra oluşmuş 30 tane kadın girişimci derneği var. Bunların 20'si Ankara ve doğusundan... Yıllardır yapılan çalışmalarda, sadece biz değil, birçok kadına dair girişimci dernekleri sayesinde, bir duyarlılık oluştu. Bu duyarlılık siyasetten talep etmeye, kendilerini siyasete hazırlamaya, politika üretmeye de çok etki yarattı. Oradan yetişen kadınlarımız karşılarına bir siyasetçiyi alıp, "Bunu talep ediyoruz," diyebildiler. Bu seçimlerde seçilme etkisini görmedik ama seçme bilincinin değiştiğini düşünüyorum. Yani kocalarının babalarının işaret ettiği partiye değil kendi istedikleri partiye oy verdiler. Büyükşehirlerdeki CHP'nin oylarının çoğu gençler ve kadınlardan gelmiştir. Kılıçdaroğlu'nun da aynı şekilde. Kadınlar karar verip siyasi iradeyi yönlendirdiler. Bu zamanla kendilerinin de siyasette daha aktif olacakları umudunu veriyor.

- Yurtdışındaki kadınların siyasetteki aktif rolleriyle bizi karşılaştırılınca durum nedir?
- Bugüne kadar kadının siyasetteki aktif rolü kimsenin umurunda değildi, artık bu farkındalık oluştu. Avrupa Birliği Parlamentosu'nda haziran ayında seçimler var ve ülkeler AB Parlamentosu'na gönderecekleri delegeleri seçiyorlar. AB Parlamentosu'ndaki oran yüzde 30'un üstünde. Ülkeler bazında baktığımızda, yüzde 50 gibi İspanya örneği var. İspanya'nın da bu gelişimi tam Avrupa Birliği üyeliğinden hemen sonra başlıyor. Yani kadınların siyasette daha aktif olmaları üyelikten sonraya denk geliyor. Bizim de model alabileceğimiz bir ülke, çünkü Akdeniz ülkesi, erkek egemen, bizdeki töre cinayetlerine benzer aşk-kıskançlık-tutku cinayetleri var. Bize benzer bir geçmişi var. 25 yılda geldiği yer parlamentoda yüzde 50 kadın.

- Partilerin kadınlar için biçtiği rol daha arka plan sanırım...
- AKP'nin kadın meselesini türban konusunda kitlenmiş durumda. Özgürlük anlayışı bütünsel olmadı. Türban olmalı ama aynı zamanda iş yaşamına katılım da olmalı, siyasete katılım da olmalı, kendini farklı ifade eden kadın da orada olabilmeli. AKP'nin kadın kolları dünyada eşi benzeri olmayan bir örgütlenmeye sahip, bir milyon üyesi var. Bu kadar alt yapıları var ama aday gösterilecek kişileri dışarıda arıyorlar, bu da çok yanlış.

- Peki bu kısır döngü ne kadar devam edecek, kadın daha ne kadar siyasete uzaktan bakacak?
- Önümüzdeki 10 yıl kadının güçlenmesinin 10 yılı olacak diye düşünüyorum.