kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Nisan 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Somali korsanları ve bir Türk gemisi

TURGAY NOYAN
TURGAY NOYAN
10.04.2009
Tüm dünyanın uzun süre seyirci kaldığı Somali korsanları, YASA Neslihan adlı bir Türk gemisi ve mürettebatını da 70 gün esir almışlardı. Geminin kaptanı İbrahim Örnekoğlu yaşadıklarını Naviga dergisine anlattı Tüm dünyanın uzun süre seyirci kaldığı Somali korsanları, YASA Neslihan adlı bir Türk gemisi ve mürettebatını da 70 gün esir almışlardı. Geminin kaptanı İbrahim Örnekoğlu yaşadıklarını Naviga dergisine anlattı..
29 Ekim 2008'te Türk gemisi YASA Neslihan'a çıkan Somalili korsanlar hemen yağmaya başlamıştı. Hem de ne yağma... Adamları kamaralarına götürüyor. Neleri varsa alıyorlardı... Para, cep telefonu, kamera, laptop filan değil resmen adamların terliğinden donuna kadar her şeyine el koyuyorlardı... Kaptan köşküne ilk çıkan beş kişiden sonra sayıları durmadan artmaya başlamıştı. İlk etapta 13 kişiydiler, bu sayı daha sonraları daha da artmıştı. Geminin her noktasına konuşlanmışlardı... YASA Neslihan iki buçuk gün daha yol aldı. Bu arada zaman zaman durup birilerini indirip başka birilerini aldılar... Telsizle devamlı konuşuyorlar, radarla gelen gideni takip ediyorlardı. Bu arada gemiye kumanya geldi, geminin müzik seti gitti... Son duraklamadan 10 saat sonra demirlediler. Artık geminin 20 personeli, yakınları ve gemi şirketinin 70 gün sürecek çilesi başlamıştı... Geminin kaptanı İbrahim Örnekoğlu anlatıyor.

- Kaçırılma sırasında yaralanma olayı olmaması çok güzel. Daha sonra neler yaşadınız?
- İlk başlarda kimsenin burnunun kanamaması gerçekten mucize. Çünkü ciddi ateş altındaydık. Sonrasında da her an bir sıkıntı olabilirdi. İşte o sırada da benim sırtımda büyük vardı. Hem personeli, hem korsanları idare etmek için inanılmaz gayret sarf etmek zorunda kaldım. Çarkçıbaşı ve ikinci kaptan çok önemli görev yaptılar. İkinci kaptanımız mülayim namazında niyazında bir insandı. Onun namaz kılması korsanları etkiledi. Ona güvendiler...

- Size güvenmediler mi?
- Bir süre sonra güvendiler ama ilk başlarda hep şüphe içindeydiler. Bize "Siz niye namaz kılmıyorsunuz?" diye sorduklarında, ben de "Siz niye kılmıyorsunuz?" diye sordum. Bir daha yinelemediler. Bir de aşçımızla araları iyiydi. Gemide bir tek ikinci kaptan ile aşçının serbestisi vardı.

- Kaçırıldıktan sonra ne oldu?
- İlk beş gün çarkçıbaşı ile beni kırlangıçta yatırdılar. Personeli kaptan kamarasına tıkmışlardı. Bizim onlarla birlikte bir şeyler yapmamızdan korkuyorlardı. Demirledikten bir gün sonra tercüman geldi. Böylece daha kolay anlaşmamız mümkün oldu...

- Pazarlık ne zaman başladı? Ailelerinizle konuşabildiniz mi?
- Demirledikten dört gün sonra başladı. Ama ben işi çok uzayacağını net bir şekilde gördüm. İlk başlarda inanılmaz paralar istediler... Çok milyon dolarlar. Kimsenin ödeyemeyeceği. O zaman biraz ürktüm açıkçası. 70 günde dört kez ailelerimizle görüşebildik. Üçer dakika izin verdiler... Çok sıkıntılı günlerdi. Babamı kaybetmişim. İki personelimin de öyle...

- Korsanlarla diyalog kurabildiniz mi?
- İlk bir ay pek yaklaştırmadılar. Sonra yavaş yavaş inandılar. Hatta aralarında ters, kötü, alkolik tipler de vardı. Onlara karşı da bizi korudular. Kahve içmemize izin verildiğinde onlara da yapıp götürdüm. Çok etkilendiler. Bir daha bana yaptırmamaya çalıştılar. Çok pisler.
Personelin durumu biraz daha zordu. Sinirleniyorlardı. Bir olay çıkmaması için inanılmaz gayret sarf etmek zorunda kaldım. Geminin yağcısına taktılar. Saçları uzun diye. "Bu Hıristiyan," diyorlardı. O da gıcık kaptı. Bir gün alkoliklerden birine bakarak dişlerini gıcırdatmış, eline masaya vurmuş. Araya zor girmişler. Adam öldürecek.
ÇAD diye bir ot kullanıyorlar. Bir tür uyarıcı gibi. İçiyorlar acayip neşelendiriyor, ertesi gün çuval gibi çöküyorlar...
Biri bundan içiyordu, yanına gidip "Bana yok mu?" dedim. İkram etti. Ama çok da hoşlarına gitti. Ben de o havadan faydalanıp tercümana, "Bugün biz Müslümanların bayramı. Bayramlarda dargınlar barışır. Şimdi bu iki arkadaşımızı barıştıralım," dedim.
Bizim yağcı ile korsan sarılıp öpüştüler. Böylece en ciddi tehlikelerden birini atlatabildik...

- Anlaşma nasıl oldu?
- Fiyatta anlaşıldı ama sonrası büyük sıkıntı yarattı. Çünkü önce Noel tatili vardı, ardından yılbaşı derken para transferi gecikti. Bu da adamları irite etti. Bize karşı tekrar kötüleştiler. Adam korsan bir anda tersine dönüveriyor... Öyle ki "Hepinizi öldüreceğiz," demeye başladılar. Bir hafta kala ciddi bir sıkıntı yaşadık. Radarda tekneler belirdi. Kimlik tanımlanamıyor. Bunlar, askeri gemi diye tedirgin oldular. Hepimizi topladılar, yine silahlar başımıza dayandı. Allah'tan gelenler Somalili balıkçılar çıktı.

- Parayı nasıl aldılar?
- Sabaha karşı uçak aradı "Geliyorum," diye. Uçak gelip parayı denize atacak, korsanlar alıp gemiye getirecekler. Sonra da sayıp bizi bırakacaklar. Tam o gün adamların teknesi karaya gitmemiş mi? Olacak gibi değil. Uçak taaa Dubai'den geliyor. Gemide 45 korsan var. Uçağa "biraz sallan" motor yok dedim. Ama adamın yakıtı kısıtlı. Bir de yol dönecek. Sonunda geldi. Bu kez "Sen filika indir," diye bastırıyorlar. Acayip deniz var. Dalga yüksekliği 1.5-2 metre. Filikayı indirsen alamazsın. Yine kafamıza silah dayadılar. Bizimkilerle birlikte iki korsan indi. Ama öyle tehlikeye düştüler ki, zar zor ip merdivenle gemiye alabildik. Tam uçak geri dönecekken, motor göründü...

- 2 milyon dolar diye biliyoruz. Parayı nasıl aldılar?
- Uçağın altına bir mekanizma yapılmış. Onu işaret fişeği ile denize attı. Duman kandilli, paraşütlü mekanizma. Motordakiler de aldılar. Parayı ben saydım. Ama asıl takaza para taksiminde çıktı...

- Nasıl?
- Resmen filmlerdeki gibi. Muhasebecileri var. Herkesin hesabını yapıp parasını eline sayıyor. Parayı alan da "az" diye kavga çıkartıyor. Ama ne kavga en az 45-50 dakika finansörle kavga ediyorlar.

- Gemiyi ne zaman terk ettiler?
- Para sabah geldi. Gitmeleri akşamı buldu. Üçbeş saat güneye indik. Bir kısmı daha sonra indi. Gemi tamamen boşalınca ful karartmayla sahilden iyice açılıp 15 günde Singapur'a gittik... Aslında Sri Lanka'ya da gidebilirdik ama böylesi daha iyi dedik.
Haberin fotoğrafları