kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
4 Nisan 2009, Cumartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Zirve ortak bildiriyle sona erecek

AJANSLAR
Giriş Saati : 04.04.2009 11:34
Güncelleme : 04.04.2009 21:54
Yeni Haber
NATO üyesi 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren, Strasbourg-Kehl zirvesi, çeşitli etkinlik ve törenlerle bugün tamamlanıyor...
Zirvede Türkiye, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığında, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün de yer aldığı heyetle temsil ediliyor.

Devlet ve hükümet başkanları ile bakanların dün akşamki çalışma yemeklerinin ardından, karar organı NATO Konseyi, bugün en yüksek düzeyde toplanıyor.

İttifakın gelecek 10 yıllarda yeni güvenlik unsur ve tehditlerini nasıl göğüsleyeceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunacak olan NATO Konseyinde devlet ve hükümet başkanları, "Atlantik İttifakı Deklarasyonu" belgesinin yanı sıra bir ortak bildiri ve bir "Afganistan Deklarasyonu" yayımlayacak.

ABD Başkanı Barack Obama'nın ilk defa katıldığı zirve sırasında Afganistan dosyası, Fransa'nın askeri kanada dönüşü, yeni NATO Genel Sekreterinin belirlenmesine ilişkin temaslar, terörizmle mücadele, Rusya ile ilişkiler, NATO-AB ilişkileri gibi konular, resmi veya gayrı resmi gündemde yer buluyor.

YENİ GENEL SEKRETER ARAYIŞLARI

NATO'nun yeni genel sekreter arayışları ve Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in adaylığına ilişkin tartışmalar zirve kulislerinde devam ediyor.

Genel sekreterliğe 2004 yılının ocak ayında atanan Hollanda'nın eski Dışişleri Bakanı Jaap de Hoop Scheffer, 31 Temmuz 2009'da koltuğunu devrederek Brüksel'den ayrılacak.

NATO genel sekreterliğine aday olarak ismi geçenler arasında Danimarka Başbakanı Rasmussen de bulunuyor. Türkiye, bu adaylığa sıcak bakmıyor.

NATO'nun yeni genel sekreterinin isminin, "tüm ittifak üyelerinin mutabakatıyla" belirlenmesi için 31 Temmuza kadar vakit bulunuyor.Ancak yabancı diplomatik kaynaklar, yeni genel sekreter isminin bu zirvede belirlenmesi isteğindeki bazı müttefiklerin Ankara'ya baskı yapma eğiliminde olduğunu belirtiyor.

İttifaka yeni üye olan Arnavutluk ve Hırvatistan'ın ilk defa katıldığı NATO zirvesi, yayımlanacak ortak bildiriyle son bulacak.

Strasbourg ve Kehl'de geniş güvenlik önlemleri devam ederken, bugün NATO karşıtlarının büyük bir gösteri düzenlemesi de bekleniyor.

"YENİ NATO GENEL SEKRETERİ KONUSUNDA BİR ACİLİYET HİSSİ YOK"

Beyaz Saray'dan üst düzey bir yetkili, yeni NATO Genel Sekreteri konusundaki görüşmelerin devam ettiğini ve bu konuda "bir aciliyet hissi bulunmadığını" belirtti.

Beyaz Saray yetkilisi, ABD Başkanı Barack Obama'nın ilk denizaşırı ziyaretini izlemek üzere basın uçağıyla seyahat eden ve AA muhabirinin de aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını telekonferansla yanıtladı.

AA muhabirinin, bir sonraki NATO Genel Sekreteri konusunda Türkiye'nin, Danimarka Başbakanı Andreas Fogh Rasmussen'i desteklemediğini hatırlatarak ABD'nin tutumunu sorması üzerine, Beyaz Saray yetkilisi, "Bu konuda görüşmeler halen devam ediyor" dedi.

Amerikalı yetkili, ABD'nin bu konularda görüşlerini kamuoyu önünde açıklama alışkanlığı bulunmadığını söyledi ve "Bu görüşmelerin nasıl sonuçlanacağını hep birlikte göreceğiz. Zaten bir aciliyet hissi de bulunmuyor. Mevcut NATO Genel Sekreteri, görevini hazirana kadar sürdürecek" diye konuştu.

Beyaz Saray yetkilisi, ABD Başkanı Barack Obama'nın, Afganistan ve Pakistan konusundaki stratejisini de bugün NATO zirvesinde resmen açıklayacağını da kaydetti.

OBAMA'DAN UYARI MESAJLARI

NATO'nun 60. yıl dönümü zirvesi çerçevesinde Avrupa'da ilk ziyaret ve temaslarında bulunan ABD Başkanı Barack Obama'nın müttefiklerine bazı sert ve uyarıcı mesajları gündemde ön plana çıktı.

ABD yönetiminin yeni Afganistan stratejisini açıklarken, NATO müttefiklerinden Afganistan'da daha faal olmalarını ve katkılarını artırmalarını isteyen Obama, "El Kaide tehdidinin ABD'den çok Avrupa'yı hedeflediğinin görülmesi gerektiği" üzerinde ısrarla duruyor.

"Avrupalıların, Afganistan yükünü ABD'nin tek başına taşımasını beklememelerini" isteyen Obama, "Bu hepimizin ortak sorunudur. Ortak çaba gerektirir" dedi ve "El Kaide'nin ciddi bir terörist saldırıyı ABD'den ziyade Avrupa'da gerçekleştirme olasılığı çok daha yüksektir" uyarısında bulunuyor.

Obama, Fransa'nın Avrupa'daki olağanüstü önderlik rolünü selamlarken, son yıllarda Avrupalılar ile Amerikalılar arasındaki gerginlik ve sapmalardan duyduğu rahatsızlığı da dile getiriyor.

Amerikalıların Avrupalı müttefiklerine karşı bazı rahatsız edici, kibirli tavırlarının ve Avrupa'daki Amerikan karşıtı sinsi hareketlerin ilişkilere verdiği zararlar üzerinde duran Obama, askeri yeteneklerini geliştiren bir Avrupa görme arzusu üzerinde durdu.

"Avrupa'nın patronu olma arayışında değiliz, Avrupa'nın ortağı olmanın yollarını arıyoruz" diyen Obama, "Avrupalılar savunma yeteneklerini ne kadar geliştirirlerse, ortak sorunlarımız karşısında o kadar sağlıklı ve uyumlu tepkiler gösterebiliriz" ifadesini kullandı.

Batı Avrupa basını, Obama'nın tavır mesajlarını yorumlarken, "eski ABD Başkanı George Bush dönemi gerginliğinin son bulduğu" yorumuna ağırlık veriyor, "Obama cazibesi"nden söz ediyor. Ancak bazı medya organları, ABD'nin yeni başkanına "temkinli yaklaşım" gereği üzerinde duruyor.

NATO GENEL SEKRETERİ KAYGILI

NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, ittifak üyesi Avrupa ülkelerini Afganistan'a daha fazla asker göndermeye ikna etmekte zorlanabileceklerini söyledi.

Scheffer bu duruma gerekçe olarak, Afganistan hükümetinin gündemindeki bazı yasa tasarılarını gösterdi. NATO Genel Sekreteri BBC'ye verdiği mülakatta, söz konusu yasa tasarılarının evrensel hukukun ihlali anlamına geldiğini belirtti. Jaap de Hoop Scheffer'in eleştirdiği tasarılar, evlilik içi tecavüzü meşru kılıyor.

Kadın haklarını da ihlal eden bu tasarıların kendisini kaygılandırdığını vurgulayan NATO Genel Sekreteri, ittifak olarak evrensel hukuğun ilkelerini korumak için Afganistan'da olduklarını vurguladı. Scheffer, "İnsan haklarını-kadın haklarını temelden ihlal eden bir yasa yürürlüğe girmek üzereyken; ben, İngiltere hükümeti, Kanada hükümeti ya da Hollanda hükümeti erkeklerimizin-kadınlarımızın evrensel değerleri savunmak için ölmesini nasıl savunabilir ki?" dedi. NATO Genel Sekreteri ayrıca tüm bu kaygılarını, Afganistan Cumhurbaşkan Hamid Karzai'ye ilettiğini de söyledi.

ARNAVUTLUK VE HIRVATİSTAN MUTLU

Strasbourg-Kehl zirvesi öncesinde NATO'ya katılan Arnavutluk ve Hırvatistan ile birlikte üye sayısını 28'e çıkaran ittifak, genişleme adımlarını sürdürmekte kararlı olduğunu temkinli ifadelerle açıklıyor.

NATO zirve ve toplantılarına ilk defa katılan Arnavutluk ve Hırvatistan'ın temsilcileri, "mutlu ve gururlu" bir tablo sergiliyor.

NATO, geçen yıl Bükreş zirvesinde, Arnavutluk, Hırvatistan ve Makedonya'ya, ittifaka katılımları için yeşil ışık yakılmasını, Ukrayna ve Gürcistan'a da bu yolda "cesaretlendirici mesajlar" verilmesini kararlaştırmıştı.

İttifakın katılım koşullarını yerine getirmek için yoğun çaba harcayan ve başarılı olan Arnavutluk ve Hırvatistan için sorun görülmezken, aynı başarıyı sağlayan Makedonya, Yunanistan'ın veto tehdidiyle karşı karşıya kalmıştı. Atina, "kendi topraklarına ve tarihine ait olduğunu" savunduğu "Makedonya" isminin bir ülkeye verilmesine karşı çıkmaya devam ederken, Üsküp'ün söz konusu isimden vazgeçmemesi nedeniyle veto hakkını kullanarak bu ülkenin NATO'ya katılımını engelliyor.

BM'ye 1993'te "Eski Yugoslav Cumhuriyeti Makedonya" adı altında katılan ülkeyi, NATO'da sadece Türkiye "Makedonya" adıyla tanıyor. Türkiye, bu yaklaşımını baştan beri, Makedonya'nın adı geçen tüm NATO belgelerde "dipnot" olarak zabıtlara geçiriyor.
Makedonya'nın bu ismi alması halinde gelecekte kendisinden toprak talebinde de bulunabileceğini öne süren Atina, ABD ve diğer bazı müttefiklerin baskılarına rağmen tavır değiştirmiyor.

Yunanistan'a giderek "ortamı yumuşatma" girişimlerinde bulunan NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer'in başarı sağlayamadığı biliniyor.
Atina, uzun süredir çözüm bulamadığı bir sorunu, NATO bünyesinde gündeme getirerek ve veto tehdidini kullanarak çözmek için çaba harcarken, "iyi komşuluk ilişkilerinin, NATO'ya katılımın bir ön koşulu olduğunu" anlatıyor.

TÜRKİYE'NİN TAVRI

Makedonya'yı bu ismiyle tanıyan tek NATO müttefiki olan Türkiye, ittifakın "açık kapı politikasını" destekliyor ve bölgesel yaklaşımlara önem veriyor.

Ankara, Balkan ülkelerinin NATO'ya katılımlarını, "bölgesel istikrara katma değer sağlayacağı" gerekçesiyle destekliyor ve "Balkanları "her zaman dikkatli olunması gereken bir bölge" olarak algılıyor.

UKRAYNA VE GÜRCİSTAN

Bükreş zirvesi sırasında NATO'nun genişleme planlarına dahil olmak isteyen Ukrayna ve Gürcistan'dan kaynaklanan uzlaşmazlık, ittifak bünyesinde devam ediyor.

ABD'nin eski yönetiminin sıcak baktığı ve desteklediği bu katılıma, başta Almanya, Fransa ve Hollanda olmak üzere bazı müttefikler karşı çıkıyor.

Ukrayna ve Gürcistan'a yeşil ışık yakılmasına muhalefet gösteren ülkeler, "Rusya ile gerginlik ortamının körüklenmemesi gereği" üzerinde dururken ittifaka "sorun ithal edilmemesini" istiyor, bu ülkelerin içişlerinde istikrar sağlamalarının beklenmesini öneriyor.

Alman hükümeti sözcüsü Thomas Steg, "iç politika çatışmaları bulunan", "bölgesel sorunların ve bölücülük hareketlerinin görüldüğü" ülkelerin ittifaka katılamayacağını belirtti, Gürcistan ve Ukrayna'da bunların görüldüğüne işaret etti.

Almanya, iki ülkenin NATO'ya katılımına yeşil ışık yakılmasına karşı tavrını açıkça ifade eden müttefiklerin başında geliyor. Başbakan Angela Merkel, bu ülkelerde kamuoyunun da bu katılıma fazla sıcak bakmadığını hatırlatıyor.

Ukrayna ve Gürcistan'ın katılımına karşı tavır alan ülkeler arasında, Belçika, İspanya, Fransa, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Lüksemburg, Norveç ve Hollanda da bulunuyor.

Buna destek verenler arasında ise Litvanya, Kanada, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Letonya, Estonya, Slovakya, Slovenya, Bulgaristan ve Romanya yer alıyor.

Ankara, NATO'nun genişleme dosyası çerçevesinde, Ukrayna ve Gürcistan'a, "onları soğutmayacak bir tavırla", "teşvik edici mesajlar" verilmesinden yana tavır koyuyor.

Rusya, zirve sırasında yaptığı açıklamalarda da, NATO'nun Ukrayna ve Gürcistan'ı bünyesine katma girişimlerini sürdürmesi halinde ulusal menfaatlerinin zarar göreceğini savunarak, böyle bir durumda ittifakla işbirliği adımlarını durduracağı tehdidinde bulunuyor.

Bundan 10 yıl önce, 1999'da "demir perdeyi aşarak" eski Varşova Paktı üyesi ülkeleri bünyesine katmaya başlayan NATO'nun genişleme hareketlerinin devam edeceği belirtiliyor.

GÖSTERİLERDE 25 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

NATO zirvesi dolayısıyla bugün düzenlenen gösterilerde 25 kişi gözaltına alındı.

Polis, göstericileri dağıtmak için zaman zaman göz yaşartıcı bomba kullanmak zorunda kaldı. Gösteriler sırasında, polis ve protestocular arasında arbede çıktığı bildirildi.

Polis, zirvenin düzenlendiği kongre merkezine doğru yürümek isteyen göstericilerin önüne barikatlar kurdu.

Bu arada Strasbourg'un yakın banliyölerinden Schiltigheim'da, aralarında bölücü terör örgütü PKK yandaşlarının da bulunduğu bir grubun gösteri yaptığı belirtildi.

Göstericilerin, bir süre yol kapatma eylemi yaptığı ve terör örgütü elebaşısının serbest bırakılmasını talep eden sloganlar attığı öğrenildi.
Fransız ve Alman polisinin, dün çalışma yemeğinin düzenlendiği Baden-Baden kenti ile Strasbourg'da yoğun güvenlik önlemleri aldığı görülüyor.
Fransa'nın 9 bin, Almanya'nın ise 25 bin polis ve jandarmayı asayişi sağlamak için seferber ettiği bildiriliyor.