Sarıgül'lü DSP nasıl kurtulur?

Yerel seçim sonuçları birçok partiyi olumlu olumsuz etkiledi ama DSP'yi tam anlamıyla sarstı. Ve parti içinde varlığı bilinen taraflar arasında "ihanete" varan suçlamalarla tam bir iç savaş başladı.
Bu parti içi savaşın bir ayağında DSP'nin kurucu genel başkanı Rahşan Ecevit, öteki ayağında ise mevcut Genel Başkan Zeki Sezer var.
Kavgayı 29 Mart'ta beklenen başarıyı yakalayamama ateşledi.
Alınan oy sadece yüzde 2.7...
Belediye olarak da elindeki iki ili, Eskişehir ve Ordu'yu korudu. Bir de başarı hanesine İstanbul Şişli İlçe Belediye Başkanlığı'nı ekledi.
Oysa DSP yönetimi farklı bir sol siyaset diliyle ortaya çıkmıştı ve seçim sürecinde buna bir de 2011'de "Başbakan olma hayaliyle yanıp tutuşan" Mustafa Sarıgül faktörü eklenmişti.
Sonuç hüsrandı.
Aslında bu ilk hüsran sayılmazdı. Hareketin kurucusu Bülent Ecevit'in ayrılmasından sonra DSP 2004, 2007 ve 2009 olmak üzere 3 seçim geçirmişti.
2004 belki gerilerde kaldığı için unutulmuştu.
2007 seçimleri için ise CHP'yle birleşme bir mazeret olabilirdi.
Ama 29 Mart 2009 için hiçbir mazeret geçerli olmazdı.
İşte bu mazeretsizlik mevcut yönetimi çileden çıkardı ve aralarında Ahmet Tan, Tayfun İçli ve Emrehan Halıcı gibi isimlerin yer aldığı milletvekillerinin ihraçları istendi.

"DSP işlevini kaybetti"
Şimdi siyaset kulislerinde şu sorular soruluyor:
DSP nereye gidiyor?
Kurultay kararı veren DSP yola kiminle devam edecek?
Mustafa Sarıgül genel başkanlık için devreye gerecek mi yoksa kavgayı dışarıdan mı izleyecek?
Sosyal demokrat bir siyasetçi tam da bu noktada çarpıcı bir tespit yapıyor:
" DSP Ecevit'in ağırlığıyla, karizmasıyla, siyasi düşünceleriyle yaşayan bir partiydi. Ecevit'ten sonra büyük bir boşluk çıktı ve yeni kadrolar oluşamadı. Bence bu parti büyük ölçüde işlevini kaybetti."
Peki, bu kavganın nedeni ne?
Sosyal demokrat siyasetçi bunun nedenini DSP'nin mali olanaklarına bağlıyor ve şöyle diyor:
"Şu anda DSP'nin CHP'den farklı özgün bir çizgisi de, çekici bir konumu da yok. Ama örgütsel yapısı ve mali olanakları var. Bu da birilerini heveslendiriyor. Kavganın nedeni bu... Ama bu noktadan sonra durum çok zor... CHP'ye kayışlar olacak ve kavga DSP'yi daha da küçültecektir."
İki grup arasındaki kavga büyük olasılıkla kurultayda net biçimde açığa çıkacak. Büyük olasılıkla da Zeki Sezer'in, Sarıgül'ün ipine sarılarak kurultaya giderek Rahşat Ecevit'le hesaplaşması bekleniyor.
Ancak siyaset kulislerinde bu "siyasi sarılma" nın bir kurtuluş getirmeyeceği konuşuluyor.
Denilen şu:
"Sarıgül'ün gelmesiyle dağılma süreci daha da hızlanacaktır. Zaten Sarıgül'le bir kan uyuşmazlığı var. Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen karşı, milletvekilleri karşı, Rahşan Ecevit karşı. Bir de Şişli'de kendi ilan ettiği başarıyı yakalayamadı. Bu durumda yeni bir sol rüzgâr yaratmak pek kolay görünmüyor."
Gerçekten de seçim öncesi DSP içinde ve belli bir kesimde, Sarıgül'ün DSP'nin başına geçeceği dillendirildi. Ancak İstanbul Şişli sonuçları bütün hesapları alt üst etti. Çünkü Sarıgül'ün yüzde 70'in üzerinde oy alarak rekor kıracağı beklentisi gerçekleşmedi.
Şişli'de Sarıgül yüzde 54 oy alırken, Kadıköy, Beşiktaş ve Bakırköy'de CHP adayları yüzde 60'ları aştı. Ama daha ilginci aynı Şişli'de CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun aldığı oydu.
Sarıgül kendi bölgesi Şişli'den 97 bin oy alırken CHP adayı Muharrem Sarıgül 32 bin oyda kaldı. Ama Kılıçdaroğlu 88 bin oyla büyük bir başarıya imza attı.
Bir anlamda Şişli seçmeni de Kılıçdaroğlu'nun liderliğe uzanan mücadelesine destek verdi.
Kısaca Sarıgül kazansa da yara aldı.
"Yaralı" Sarıgül'le "yenik" DSP'nin bir araya gelmesinden yeni bir parti doğar mı onu da kurultaydan sonra göreceğiz.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın