kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
13 Aralık 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

İncil yasak yayın mı?

Haberi dünkü Yeni Şafak'ta gördüm. Rize'de İncil dağıtan iki misyoner gözaltına alınmış.
Olayla ilgili soruşturma da sürüyormuş.
Belki iki misyoner gizli bir Engizisyon Mahkemesi de kurmuş, Hıristiyanlığa geçmeyenlere işkence yapıyordur, soruşturma sonucunda ortaya çıkar herhalde.
Türkiye'de İncil'i dağıtmak veya bulundurmanın suç olduğunu bilmiyordum açıkçası.
Yakında iki misyoneri Rize Emniyet Müdürlüğü'nde önlerinde bulundurması ve dağıtılması yasak İncil'lerle fotoğraflatırlar herhalde, adet böyledir çünkü.
Hem her fırsatta bütün kutsal kitaplara saygılı olduğunu ileri süreceksin, hem de bu kutsal kitaplardan birini dağıtan insanlara suçlu muamelesi yapacaksın.
Türkiye'de hoşgörü böyle bir şey herhalde.
Avrupa'nın orta yerinde haklı olarak cami inşa etmek, yurttaşlarınıza Müslümanlığı öğretmek istiyorsunuz ama Türkiye'de Hıristiyanlığın tanıtımına gelince kıyameti koparıyorsunuz.
Bu ülkenin kamu görevlileri, halkın dini inançlarına güvenmiyor olsa gerek.
İncil dağıtımını engellemeye çalışmanın başka ne anlamı olabilir ki!
Yani Türkler iki misyoneri dinleyip bir kez İncil okursa dinini bırakıp Hıristiyanlığa mı geçecek?
Bu kadar zayıf mı bu halkın inançları.
Karadeniz'de Pontus devleti kurulması korkusu bu topraklarda çok su yüzüne çıkmamış bir başka baskı nedenidir.
Karadeniz'de Hıristiyanlığın yaygınlaşıp bu toprakların elden gideceği endişesi vardır.
Milliyetçiliğin en güçlü olduğu bölgelerden biriyle ilgili böyle bir endişe yaşanması, kamunun ne kadar geri kaldığının bir göstergesi.
Avrupa Birliği olarak özetlediğimiz standardın tam tersi bir davranış bu.
Bu ülke, sadece yasaları değiştirerek çağdaş uygarlık seviyesine erişemez.
Hem yönetenin, hem yönetilenin zihniyet değişimiyle mümkündür bu.
Kendinden farklı olan her şeyi ve herkesi tehlikeli veya düşman görerek bu seviyeye varamazsın.
Açılıp bakılsa Türkiye'de Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçenlerin sayısının yok denilecek kadar az olduğu görülür.
Bu ülkede ciddi bir biçimde Hıristiyanlığı seçme eğilimi yoktur, olamaz.
Zaten böyle bir komiklik ancak Türkiye'de görülür.
Hem halkın Müslümanlığının derecesinden kork, hem de Hıristiyan olur diye kork.
Bu insanlar Müslümanlığı yaşama biçimleriyle ilgili sorunları aşmak istiyor, yoksa dinini değiştirip Avrupai bir din seçmek istemiyor.
Böyle bir dert yok.
Kimsenin başka bir inanca saygısızlık etmeye hakkı da yok.
O yüzden bırakın isteyen İncil dağıtsın.
Türkiye, 20'nci yüzyılın başındaki Afrika değil.
Hıristiyan azınlık sorunu da İttihatçılar tarafından hal olundu!
Artık misyonerden, İncil dağıtımından rahatsız olmayın.
Her basılı kitaba yasak yayın muamelesi yapma 12 Eylül döneminde kaldı sanıyorduk, meğerse kalmamış.
Hâlâ basılı kitap görünce rahatsız olan kamu görevlileri var demek ki.