kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
10 Aralık 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

Polis, devlet ve şiddet kullanımı

Bugün tüm dünyada şiddet devletin tekelindedir.
Devlet yurttaşının bedeni üzerinde çok geniş yetkilere sahiptir.
Özgürlüğünü kısıtlamaktan, kimi ülkelerde yaşam hakkına son vermeye kadar uzanan geniş bir yetkidir bu.
Devlet, bunu sadece kaba güç vasıtasıyla kullanmaz.
Yurttaşların da devletin bu hakkını meşru kabul etmesi gerekir.
Burada da ideoloji devreye girer.
Toprak, ortak geçmiş, toprak uğruna ölenler yüceltilerek... Ortak inanç kutsanarak sağlanır bu.
İnsanlık geliştikçe, refah arttıkça, eğitim düzeyi geliştikçe, devletin bu yetkisi sorgulanır, kimi zaman da kısıtlanır oldu.
Mesela dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde ölüm cezası kaldırıldı, işkence ve kötü muamele suç kabul edildi.
Ancak bir gerçek değişmedi, o da şiddettin devletin tekelinde olması.
Bu güç artık sınırsız değil, dedik.
Bunu hukuk kadar, yurttaşların devlet gücünü sınırlama çabası da belirliyor.
Yunanistan'da son yaşanan olaylar, iki ülkenin yurttaşlarının devletin şiddet yetkisini kullanmasına bakışını ortaya koyuyor.
Türkiye'de halk, gerek devlet baba imajı, gerekse yıllardır sürüp giden terör olayları nedeniyle, kendi başlarına gelmedikçe devletin şiddet kullanma biçimini sorgulamıyor.
Devlet baba imajı, 'ne yapsa doğrudur ve yerindedir' inancını besliyor.
Eğer bir genç, cezaevinde işkence sonucu ölürse, yani devlet yurttaşına verdiği en temel sözü çiğneyip yaşam hakkını ihlal ettiğinde bile, toplumsal vicdanda büyük bir yara açılmıyor.
Bunda "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" gibi bir atasözü bulup kullanıyor olmamızın da rolü olabilir elbette.
Yunanistan halkı ise devletin şiddet tekelini kötüye kullanmasına çok sert bir tepki gösteriyor.
Sokaklardaki görüntüler sizi rahatsız ediyor olabilir ama yapılan sonuçta yurttaşların yaşam haklarına saygı gösterilmesi talebinden başka bir şey değildir.
Ve bu talep hiç ummadığınız bir ortamda sizin veya çocuklarınızın hayatını kurtarabilir.