kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
30 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

Siyasetçiye dava

Türkiye'de son dönemde tadı giderek kaçan bir eğilim var. Siyasetçiye suç duyurusunda bulunmak ve dava açmak.
Siyasetçinin söylediklerinden dolayı yargı önüne çıkması, elbette insanları düşmanlığa, birbirini kırmaya teşvik etmiyorsa absürd bir şey.
Bu eğilimin son kurbanı CHP Genel Sekreteri Önder Sav olmuş.
Sav hakkında bir yurttaşa hac ziyaretiyle ilgili sözleri nedeniyle dava açılmış.
Halktan oy isteyen bir siyasetçinin inanç konularında daha dikkatli, daha özenli olması beklenir.
Ama bu halkın değerlendirip karar vereceği bir konudur.
Halktan ateist olarak da oy istenebilir, inancına karşı çıkarak da.
Yaptırım sandıktadır.
Eğer halk siyasetçinin tarzından hoşlanmaz, inancını küçük düşürdüğüne, aşağıladığına karar verirse, sandıkta oyunu vermez.
Burada savcının, hakimin işi olmamalıdır.
Dava tehdidi altında olduğunu hisseden bir siyasetçi fikirlerini özgürce açıklamaktan kaçınabilir.
Siyasetçi konuşmalı, fikrini özgürce söylemeyebilmeli.
Bunun değerlendirmesini siyasi yorumcular ve halk yapar.
Her fikrin kabul edilmesi, baş tacı edilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz ama bunun tartışması yine siyaset ve düşünce ortamında yapılır, mahkeme salonunda değil.
Türkiye'de gazetecilerden sonra siyasetçilerin fikir ve açıklamalarının da dava konusu edilmesi hoş bir gelişme değil.
Bizi en rahatsız eden fikirlerin bile özgürce ifade edilmesine saygı göstermemiz, bu fikirlere yine fikir bazında karşı çıkmamız gerekir.
Sav hakkında suç duyurusunda bulunan kişinin yine bir siyasetçi olması da ibret verici aslında.
Belki yerel seçim öncesi oy kapmaya yönelik bir girişimdir ama bu girişimin savcılıkça kabul edilmesi ve Meclis'ten dokunulmazlığının kaldırılmasının istenmesi de bir başka ibret verici hadise aslında.
Türkiye yıllarca fikirleri yasakladı, insanları düşüncelerinden dolayı mahkum etti.
Tamam, Sav'ın sözlerini tartışıp eleştirelim ama söylediğinden dolayı yargılanmasını talep etmeyelim, buna karşı çıkalım.
Çünkü bir siyasetçinin, bir gazetecinin, herhangi bir yurttaşın fikirlerinden dolayı bu zamanda yargı önüne çıkarılması, çağdaş demokrasiye yakışmıyor.
Belki Sayın Sav da bu olaydan gerekli sonucu çıkarır ve düşünce özgürlüğünün önündeki engellerin aşılması için sorumlu bir siyasi olarak harekete geçer.
Düşünceyle savcıyı bir araya getirmekten vazgeçelim artık.