kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
ŞİRİN SEVER

'Güzel şeyler'e dair birkaç not

Bakanlık ve menopoz
43 yaşındaki Fransa Adalet Bakanı Rachida Dati kim olduğunu açıklamadığı birinden hamile. Adı pek çok dedikoduya karışmış durumda bu yüzden. Bebeğin babasının İspanya eski başbakanı olduğu da söyleniyor, Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy olduğu da... Ocakta doğum yapması beklenen ve son ana kadar görevinden ayrılmamakta ısrarlı olan 43 yaşındaki bakan, ülkede büyük tartışma yaratmış durumda; herkes Dati'nin koltuğunu sorguluyor, evlenmeden çocuk doğurduğu için topa tutuyor. Dün okudum; Çevre Bakanı Morizet (kendisi de bir kadın) bu linç olayına daha fazla dayanamamış, "Bakan olmak için menopozlu olma şartı mı aranıyor?" diyerek, kabine arkadaşına destek çıkmış. Güzel tartışma bence... Bir kadının cinsel hayatını, hamileliğini tartışmaya açmak nereden, neden icap ediyor? Koltuk sahibi kadınların özellikle siyasi bir kimlikse, neden erkeksileşmesi gerekiyor?

Akvaryum'da balık
Gürültü patırtı yok! İnsan kalabalığı yok! Gereksiz hiçbir ayrıntı yok! Bodrum'a ilk kez kasım ayında gittim, yazlık Bodrum'a on basarmış kararımı verdim. Cümbür cemaat "Gümüşlük'e akalım, balık keyfi yapalım" dedik, bir dost tasviyesi üzerine kendimizi Aquarium'da (Akvaryum) bulduk. Ne Akvaryum'muş ama; hayatımda böyle enfes karidesli pilav yemedim! Masaya yanar döner gelen balık kavurması, kalamarlar, gurmelere layık salatalar sizi obez yapabilecek kıvamda. Her gün Gaziantep'den özel baklava bile getiriyorlarmış. Bodrum'un en romantik, en huzurlu ayları, şiddetle tavsiye ediyorum. Akvaryum balıklarını da tabii.

Fahriye Evcen!
Onu Yaprak Dökümü'nde izledim sadece; ki müdavimi olmadığım bir dizidir, enterese etmedi beni pek. 'Aşk Tutulması' filmini izledim sonra. O da ne? Kız müthiş oynuyor, mimiklerini müthiş kullanıyor, film seni kasım kasım kasarken o tek başına şov yapıyor. Abartmıyorum, Fahriye Evcen bu filmde döktürüyor.

Cem Boyner sahneye!
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası üstün yetenekli genç müzisyenlerin yurtdışı eğitimlerine destek olmak için, 2006 yılında bir proje başlattı, artık biliyorsunuz. Bu proje kapsamında da iş dünyasının önemli isimleri fiilen sahneye çıkmaya başladı. İlk yıl Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık, geçen yıl Rahmi Koç, bu yıl da Bülent Eczacıbaşı konuk şef olarak sahne aldılar. Bir orkestra şefinin ne kadar başarılı olup olmadığını anlayacak uzmanlıkta değilim ancak dinleyicilerin ısrarlı alkışlarını, Eczacıbaşı'nın sürekli sahneye çağrılışını ve bis yapmasını bizzat izledim ve gördüm. Elindeki şef bagetiyle gayet mutlu, gayet keyifliydi. Ekonomi, siyaset, iş ve sanat dünyasından en önemli isimlerin katıldığı, gözlerini üzerinize diktiği bir ortamda bunu yapabilmek her şeyden öte büyük bir cesaretti. Hafta boyunca övgü dolu yazıları okurken, herkesin Eczacıbaşı'nın yeteneğinden, yaptığı provalardan, sahne kıyafetine gösterdiği özenden bahsedişini takip ederken; gelecek yıl o sahnede olması gereken isim de gözlerimin önünde belirdi: Cem Boyner! Hem parti genel başkanlığı yapmış bir isim olarak kalabalıklar karşısında olmaya alışkın, hem sempatik, hem karizmatik!