kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Afrika'nın müziğiyle dans

12.11.2008
İki hafta sonra gitti. O süre içinde Noel ağacının önünde durup fotoğraf çektirdik. Birlikte olduğumuz yegâne fotoğraflar bunlar. Gün içinde kısa zaman dilimlerinde ikimiz baş başa yatakta uzanmış, o kitabını okurken ben de benimkini okuyorum. Benim için hâlâ anlaşılmaz, mevcut bir kütle. Gittiği gün, annemle birlikte bavullarını yerleştirmesine yardım ederken, ortaya soluk kahverengi kaplı, iki kırkbeşlik plak çıkardı. "Barry! Sana bunları aldığımı unutmuştum. Senin kıtanın sesleri." Büyükbabamın eski plakçalarını çalıştırması biraz zaman aldı. Tiz bir gitar sesi ardından güçlü bir borazan, davullar ve gitar. Sonra fondaki ritme eşlik eden, havaya sokan, neşeli insan sesleri. "Gel" dedi babam. "Ustasından öğren." Ve cılız bedeni öne ve arkaya sallanmaya başladı. Müziğin gür sesi artıyor, kolları sanki görünmez bir ağı atar gibi sallanıyor, ayakları tuhaf bir şekilde yeri dövüyor, sakat bacağı hareketsiz ama duruşu dik, başı geride, kalçasıyla küçük daireler çiziyordu. Ritim hızlandı,ve gözleri hazla kapandı. Sonra bir gözünü açarak bana baktı ve o ciddi yüzüne sersem bir sırıtış yayıldı. Gözlerimi kapatarak ilk deneme adımlarımı attım; kollarım sallanarak. Ve hâlâ sesi kulaklarımda: Babamı sesiyle takip ederken canlı ve yüksek sesli bir çığlık atıyor. Geride çok fazla şey bırakan ve çok daha fazlasına uzanan, gülme isteğiyle haykıran bir çığlık.