kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Ekim 2008, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

PKK ve Ergenekon

Ergenekon ile PKK ilişkilerini, Kürt kökenli aydınların yorumları ve Öcalan'ın avukatları kanalıyla kamuoyuna yaptığı açıklamalar çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor.
Önde gelen Kürt aydınlarından ve PKK'nın muhaliflerinden yazar Ümit Fırat, Neşe Düzel ile konuşmasında (Taraf-27 Ekim 2008), Türkiye Cumhuriyeti'nin atacağı olumlu adımların ve sivilleşme çabalarının önünün sürekli PKK terörüyle kesildiğine dikkat çekiyor:
- 12 Eylül askeri yönetiminden sonra, 1983'te genel seçimlerle Anavatan Partisi tek başına iktidara geldi. 1984'te Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla başlayan PKK terörü, sivilleşmeyi engelledi.
- 1993'te, Özal'ın çabalarıyla PKK'ya yönelik politika değişikliğinde önemli bir noktaya gelinmişti. Mekik diplomasisiyle Talabani ile görüşüyordu; Öcalan ateşkes ilân etmişti. Özal cumhurbaşkanı, Demirel başbakandı. Aniden Özal öldü; Demirel cumhurbaşkanı oldu. Henüz Çiller seçilmemişti. İsmet Sezgin, İçişleri Bakanı olarak dağdakilere af projesi üzerinde çalışıyordu. 25 Mayıs 1993'te Bakanlar Kurulu'nun gündeminde af vardı. Ama aynı gün Bingöl'de 33 er kurşuna dizildi. Çünkü PKK'lı bir time yanlış istihbarat verildi. Dezenformasyon yapıldı. 33 kişi, kıtasına giden silâhsız erlerdi. Ama, Öcalan'a, özel eğitimli birimler bilgisi verildi.
- 1999'da Öcalan yakalandı; ateşkes ilân etti. PKK'lı militanları, Türkiye sınırları dışına çıkarma düşüncesindeydi. Ama 2000 yılında, Kıvrıkoğlu'nun bir temsilcisi albay, İmralı'ya giderek, "500 PKK'lı sınırların içinde kalsın" dedi.
- 2002 Kasım seçimleri sonrasında, AK Parti iktidara geldi. 2003 reformlar dönemidir. 2003'ten itibaren çatışmalar sistemli bir biçimde tırmandırıldı.
PKK'nın hasmı asker değil, AK Parti. Gerçekten ilginç bir durum. 4 Eylül 2008'de Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Diyarbakır'a gidince kepenkler kapattırılmadı da, niçin Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır ziyaretinde esnaf baskı altına alındı ve dükkânlarını açamadı; yer yer aleyhte gösteriler sergilendi? Yanlış anlaşılmasın, elbette, asker PKK'yı hasım ve düşman olarak görüyor. Ama, biz, Öcalan'ın zaviyesinden bir değerlendirme yapıyoruz. PKK lideri, sivilleşme yolunda atılan adımların, demokratikleşme çabalarının kendisini zaafa uğratacağını bildiği için, Kürt meselesinin bir "güvenlik meselesi" olarak ele alınmasını tercih ediyor. Öcalan'ın işine, şiddeti şiddetle beslemek geliyor. Zira itiraf ettiği gibi, "PKK terörü biterse, Öcalan da biter."