kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Ekim 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

Yassıada özlemi!

Silivri'deki Ergenekon Mahkemesi'nde, ilk gün büyük kargaşa yaşandı. Baktım, kimileri, Yassıada'daki, ya da 12 Eylül sonrası sanıklara idam yağdıran mahkemelerdeki "askeri nizamı" ve "intizamı" arıyor.
Salon yetersiz kalmış; oysa daha geniş bir mekân için hazırlanmaya vakit vardı. Bu açıdan eleştiriler haklı. Adalet Bakanlığı'ndan talep edilmemiş; bakanlık da inisiyatif kullanmamış.
Tamam ama, ilk günkü kargaşa, davanın esasıyla ya da mahkemenin adaletiyle veya tarafsızlığıyla ilgili değil ki! Ergenekon davası üzerinde hassasiyetle durulmasaydı, insanlar hâlâ, Alparslan Aslan, başörtüsü kararı üzerine, Vakit gazetesinin provokasyonuna kapılarak Danıştay'a saldırdı zannedecekti. Nitekim, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, bütün iddiaları görmezden gelerek Ergenekon ilişkisini göz ardı etti. Kararda şöyle deniliyordu: "Sanıkların birlikte hareket etmeleri, örgütlü bir yapı içerisine girdiklerini gösterir. Bu yapı, türban aleyhine karar veren ya da davranan kurumlara ders vermek amacını taşımaktadır. Sanık Alparslan Aslan liderliğindeki yapının aynı zamanda toplum üzerinde baskı kurarak, ses getirecek eylemler düzenlemek için bir araya geldiği, eylemlerin türbanla ilgili olduğu anlaşılmıştır."
11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Orhan Karadeniz, zaten bu karardan hemen sonra, yaş haddinden emekliye ayrıldı. Jübilesini "laik cumhuriyete hizmet ederek" yapmıştı.
Eğer Ergenekon Türkiye'nin gündemine yerleşmeseydi, meselenin üstü kolayca kapatılacaktı. Ama sağır sultanın bildiğini Yargıtay Başsavcısı duymazdan gelemedi ve Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya, Ergenekon soruşturmasına ait belge ve bilgilerin ışığı altında yeni bir karar verilmesini istedi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ergenekon iddianamesini incelemeye aldı.
Tıpkı bunun gibi, Hrant Dink suikastı üzerine de ısrarla düşülmeseydi, cinayet Ogün Samast ve Yasin Hayal ile sınırlı tutulacaktı. Halbuki daha sonra, Yasin Hayal'in eniştesi Coşkun İğci'nin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz'e Dink'e suikast düzenleneceğini ihbar ettiği fakat, Jandarma'nın ihbarı değerlendirmediği ortaya çıktı.
Yıllardır karanlıkta kaldık. İlk defa önemli ipuçlarıyla iz sürülmeye başlandı. Görüntüyle yetinmeyip, derinlere gidiliyor.
Evet... Mahkeme salonu küçük ve yetersiz ama, Ergenekon davasının demokrasiye hizmeti büyük. Bence, "vesayet rejimi" önemli bir darbe aldı.