kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Ekim 2008, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
MUHARREM SARIKAYA

Anayasal yetki...

Türban ve AK Parti kapatma davalarının gerekçeli kararları sonrası Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin kısılmasını AK Parti ne kadar istiyor?
Veya MHP'nin "Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerini daraltalım" önerisine ne kadar sıcak bakıyor?
AK Parti yönetiminden Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararlarının açıklandığı gün bu öneriye çok daha sıcak bakan yaklaşımlar gelmişti.
Ancak, AK Parti son günlerde bu konuda aynı cevvaliyette değil.
Zaten bu konudaki görevi TBMM Başkanı Köksal Toptan'a sevk ederek de bunu sergilemiş bulunuyorlar.
Çünkü iyi bir hukukçu olan Toptan'dan da Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin kısıtlanması konusunda siyasi partiler arasında uzlaşma sağlaması için uğraş beklenmemeli.
Nedeni de açık...
Yakın geçmişte CHP'nin tek başına karşı çıkması üzerine Anayasa değişiklikleri için "Uzlaşma Komisyonu" oluşturulması önerisinden vazgeçen Toptan'ın, Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin kısıtlanması için kolları sıvamasını beklemek hayalcilik olur.
Hele MHP'nin önerisine ilk gün sıcak yaklaşan AK Partililerden de bugün farklı sesler gelmeye başladığı dikkate alınırsa...

"Yetkide problem yok"
Örnek mi?
AK Parti'nin ikinci adamı, Genel Başkan Vekili Dengir Mir Mehmet Fırat...
Fırat dünkü sohbetimizde her ne kadar Anayasa Mahkemesi üyelerine tepkisini sürdürse de "Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinde problem yok" dedi.
Sorunun "mantalitede bulunduğunu" vurgulayıp devam etti:
"Hukukun siyasallaşması aşılmalı. Anayasa Mahkemesi hukuki denetim yerine yerindelik denetimine giriyor. Danıştay da aynı hatayı yapıyor. Yoksa hukuki denetimde, Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinde bir sorun yok. Sorun bunun kullanımındaki zihniyette..."

Gerilimi azaltmak
Anlaşılıyor ki küresel ekonomik krizle terör örgütünün eylemlerini yükselttiği bir süreçte iktidar partisi yeni gerilim adresleri yaratmak istemiyor.
Bunun yerine tamamen yerel genel seçime odaklanmayı tercih ediyor.
Önceliği de Diyarbakır gibi DTP'nin kalesi durumunda olan belediyeleri ele geçirmeye vermiş.
Bunda ne kadar başarılı olur bilinmez.
Ancak, Genelkurmay'ın dün Bakanlar Kurulu'na verdiği brifingde de vurgulandığı gibi örgüt belediyelerden lojistik destek alıyor.
İşsizlik ve yoksulluğun en yoğun olduğu bölgede dağa çıkan bir kişinin yakınının belediyede işe girmesinin kolay olduğu yönündeki söylencenin bile prim yaptığı doğru.

Örgütün destek gücü
Zaten terör örgütüne katılımın yüzde 66'sı da hala bölgeden...
Dikkat çeken ise diğer yüzde 34'lük bölümün, yüzde 20 gibi büyük payının İstanbul'dan olması...
İstanbul'dan bu kadar yüksek katılım olmasının gerisindeki neden de belli: Göç...
Dolayısıyla bugün Doğu ve Güneydoğu'da belediyeleri DTP'nin elinden almak sorunun çözümüne kökten bir çözüm getirmeyecek.
Eğer öyle olsaydı bugün İstanbul'dan bu denli yüksek bir katılım söz konusu olmazdı.
Dolayısıyla bir süre önce Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un da vurguladığı gibi sorunun çözümünde silahlı mücadelenin payı sanıldığı kadar yüksek değil.
Sosyal, ekonomik, hukuki ve psikolojik çözümleri üretmek de gerekiyor.
Bu önlemlerin uygulanacağına yönelik algının yükseldiği dönemlerde bile PKK'ya katılım düşüyor...
Dolayısıyla terör konusunda da önceliklerin tayini gerekiyor...