kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Haziran 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Eşeli, diplomatlık yaptığı dönemde Küba Devlet Başkanı Fidel Castro ile de tanışmış.

Avşar'ın yüzü çok eskidi uzağa gidip dinlenmeli!

ÖZLEM AVCI MAGAZİN
Televizyon dünyasının çiçeği burnunda yapımcısı Gökhan Eşeli, iyi reytinge giden yolun iyi projeden geçtiğini söyledi ve ekledi: Günde 3 kuşak ekranda olan Mehmet Ali Erbil ve Hülya Avşar uzaklara gidip, eskiyen yüzlerini dinlendirsin!..
İLİŞKİLİ HABERLER
Avşar'ın yüzü çok eskidi uzağa gidip dinlenmeli!
Gökhan Eşeli televizyon dünyasının yıldızı gün geçtikçe parlayan yapımcılarından... Amerika'da Uluslararası Ekonomi master'ı yapan, Teksas'ta petrol şirketinde çalışan, ardından Dışişleri Bakanlığı'na girerek diplomat olan Eşeli, 30'undan sonra ömür boyu memur olarak kalmak istemediğini fark etmiş ve Momentum Prodüksiyon Şirketi'ni kurmuş.

KAVGASIZ REYTİNG ALDIM
Aklında hep televizyonculuk yapmak olduğunu söyleyen Eşeli, bu yöndeki ilk adımını Huysuz Virjin'in sunduğu, 'Benimle Dans Eder Misin?' programının yapımcılığını üstlenerek atmış. Dans yarışmalarını Türkiye'ye getiren isim olan 39 yaşındaki yapımcı, "Yaptığım işler kavga ve polemik içermese de hep iyi reytingler aldı" diyor...

* Uzun yıllar yurtdışında kalmış biri olarak Türkiye ve yurtdışındaki televizyonculuk anlayışı arasında ne gibi farklar görüyorsunuz? Yurtdışındaki televizyonlarda bütçeler büyük, kalite fazla. Türkiye'de tüm kanalları gezdim. Lisan bilen yönetici yok. Bir de Türkiye'de artık televizyon kanalı açmak moda oldu. Yurtdışında bu kadar kanal yok. Bizdeki kanalların en büyük eksikliği ise star ve içerik.

* Kanallar arasındaki reyting savaşları televizyonda kirlenme yaratıyor mu? Reyting kötü bir şey olarak algılanıp, 'Reyting için her şey mübah' dense de, aslında iyi bir şey. Reyting, başarı demek. Ama bizde yapımcılar ve televizyoncular bunu sağlamak için hep aynı formüllere başvuruyor. Özellikle şov ve yarışma programları kavga, gürültü ve polemik üzerine kuruluyor. Yurtdışında bunlar dengeli. Bizde ise programların yüzde 90'ı kavgadan ibaret.

* Türkiye'deki ilk işiniz Benimle Dans Eder Misin?' di. Ardından da 'Bak Kim Dans Ediyor?' geldi. Tecrübesiz bir yapımcı olarak her iki işinizle de büyük reytingler aldınız... Boşlukları iyi görüyorum. Reytingin tek formülü, dediğim gibi kavga ve polemik. Ama benim programlarımda bunlar yoktu. Ben ekranda karizması olan kişilerden oluşan bir ekip yarattım. Avrupa standartlarında bir projeyle, iyi reyting aldım. İkinci yarışmada, 'ünlüler dans etsin' dedik. Televizyonda ünlülerin şarkı söylediği, akrobatlık yaptığı başka yarışmalar da vardı. Ama yine de iyi reytingler aldık. Jürimizde Bülent Ersoy gibi starlar yok. En ünlüsü Burhan Öçal. Biz dükkana oynadık; kostümlere, müziğe önem verdik. Bilinmiş starları kullanmadan reyting yaptık. Halkın yeni yüzlere ihtiyacı var.

* Televizyondaki yarışmalardan hangilerini izliyorsunuz? Türkiye'ye ilk geldiğimde 'Mahmut Tuncer Show'u izliyor ve çok beğeniyordum. Ama artık hiçbir şey seyretmiyorum.

ÖNCE PROJE GELİR!

* Ekran önüne geçmeyi düşünüyor musunuz? Şimdilik hayır. Bu dans yarışmasında jüri olmamı istemişlerdi ama ben istemedim. Ancak beni çok heyecanladıran bir proje olursa, kamera önüne geçerim.

* Geçseniz, iyi reyting alır mısınız? Projeye bağlı.

* Politik cevaplar bunlar... Oktay Keresteciler ve Aytunç Bentürk gibi isimler, reyting alan bir projede yer aldıkları için reyting aldılar. 'Tek başıma reyting yaparım' demek çok iddialı olur. Televizyonculukta yıllarca aynı yüzler kullanıldı ama artık hiçbiri reyting yapmıyor.

HALK ONLARDAN SIKILDI!

* Kimler mesela? Yılların yapımcısı gibi konuşmak istemiyorum ama meşhur insanlar bile iyi bir projeye muhtaçtır. İyi proje yoksa reyting de olmaz!

* Anlaşılan isim vermeyeceksiniz... Hülya Avşar geçtiğimiz günlerde son dizisinin tutmadığını itiraf etmişti. Onun yüzü eskimiş olabilir mi mesela? Türkiye'de yapılan hata; günde 3 kuşak insanların karşısına aynı yüzlerin çıkması. İnternette, televizyonda, gazetelerde hep aynı isimler var. Yurdışında ise bir insan tek bir işle meşgul oluyor. Bizde Hülya Avşar ve Mehmet Ali Erbil gibi isimlerin yüzlerini bir süre dinlendirmeleri lazım. Uzaklara gitmeleri lazım. Mesela bence Hülya Avşar, 6 ay Londra'da drama okuluna yazılsın, yeni yerler görsün, yeni donanımlar kazansın. Bu işler sürekli magazine gündem yaratmakla olmaz! Halk belli bir süre sonra sıkılıyor bunlardan...
Haberin fotoğrafları