kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Mayıs 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Nergis Öztürk, gençlerin ağırlıklı olduğu setinde herkesin çok iyi anlaştığını söylüyor.

'Fırsatını buldukça Ahmet'e baktım'

Eylem BİLGİÇ
Hatırla Sevgili'de Ahmet'in nişanlısı Ayla'yı canlandıran Nergis Öztürk, gözüne çekilen eye liner'lardan, saçına yapılan krepelerden yorulsa da bir 'dönem işi'nde çalışmaktan çok mutlu..
Nergis Öztürk, genç ama dikkat çeken bir oyuncu. Dizideki sessiz, sakin Ayla'nın aksine oldukça hareketli bir yapıya sahip olan Öztürk, ekranda göründüğünden çok daha güzel. Özellikle de yemyeşil gözlerinin ekranda fazla fark edilmemesi çok yazık... Dün 27 yaşını bitiren genç oyuncunun en büyük hayali bir sinema filminde oynamak...

- Sizi Hatırla Sevgili'deki Ayla karakteriyle tanıdık. Ama bugüne kadar neler yaptığınızı pek bilmiyoruz. Biraz kendinizden bahseder misiniz? - Ben Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü Oyunculuk Ana Sanat Dalı mezunuyum, yani okulluyum. 2003 yılında mezun oldum ve aynı okulda bir yıl yüksek lisans yaptım. İstanbul'a Bahçeşehir Üniversitesi'nin açtığı İleri Oyunculuk Yüksek Lisans Programı için geldim. 2006 yılında da oyuncu olarak çalışmaya başladım.

- İlk oyunculuk deneyimini nerede yaşadınız? - Aslında ilk, Meral Okay'ın projesi olan ve atv için çekilen Körfez Ateşi adlı bir dizide oynadım ama hiç yayınlanmadı. Çok güzel bir işti o, inşallah Meral Okay'la bir daha çalışırım. Daha sonra Kızlar Yurdu'nda şımarık bir zengin kızını canlandırdım. Hatırla Sevgili'den önce de Serdar Akar'ın Barda filminde oynadım.

- Hatırla Sevgili projesine nasıl dahil oldunuz? - Barda filminin seçmelerine katılmıştım. Daha sonra Tomris Giritlioğlu o seçmelerin kasetlerini izlemiş. Benim böyle bir projeden haberim vardı, Tomris Hanım da böyle bir teklifle gelince reddetmedim. Zaten böyle bir şansım olmadığını düşündüm açıkçası. Çünkü bir dönem işinde oynamak gibi bir hayalim vardı. Ama sinema filmi diye hayal ediyordum hep.

- Oyuncuların çoğu dönem filminde oynamak istediklerini söyler. Bir oyuncu için dönem filminin çekiciliği nedir? - Herkes adına bir şey söyleyemem ama benim için dönem işinin, nostaljik demeyeyim de, başka bir ruhu var. Günümüz işinde her şey zaten olduğu gibi aktarılıyor, içine çok fazla bir şey koymaya gerek kalmıyor. Ama işin içine tarih girdiği zaman, fotoğraflara bakarak, kitaplar okuyarak uzaktan tanık olduğunuz bir dönemin içinde buluyorsunuz kendinizi. Benim bir dönem işinde oynamak istememin tek nedeni buydu açıkçası.

- Yaş olarak tüm o olayları, hatta 12 Eylül dönemini bile hatırlamanız imkânsız. Peki ailenizde, 27 Mayıs, 12 Eylül süreçlerinden etkilenen, o günleri sık sık anan biri var mıydı? - Evet, dedem birinci derece tanık. 68 kuşağından, işçi sendikalarının içinde yer almış. Ama o dönemden sonra çiftçi olmayı tercih etmiş. Yalnız bu konuyu onunla hiç konuşmadık, annemin, babamın söylediğine göre diziyi izlerken gözleri doluyormuş. Ben çocukken, dedemin Ordu'daki evinde, vitrinin bir kenarında duran kitapları vardı. Ben o kitapları karıştırdıkça, o da bana masal gibi o hikâyeleri, neler yaşadıklarını, o dönem hayatın nasıl olduğunu anlatırdı. Yani tüm bunları 13 yaşından beri dinlediğim için üzerine bir şey anlatmasına gerek yoktu, zaten bildiğim bir hikâyeydi. Ben zaten diziden önce de bu konularla ilgileniyordum.

- Dizi ilk başladığında Ayla çok öne çıkan, olayların ortasında olan bir karakter değildi ama son zamanlarda daha çok konuşulur oldu. Karakterinizin bu kadar önem kazanacağını baştan biliyor muydunuz? - Bizim projenin güzel ve özel bir tarafı var; hepimiz baştan hikâyelerimizin nereye gideceğini biliyorduk. Bu kızın Ahmet'le böyle bir ilişkinin içine gireceğini biliyordum mesela. Bildiğim için de karakteri baştan beri ona göre kurdum. Mesela Ahmet'e doğaçlama bakışlarım da oldu benim, yani fırsatını bulduğum her yerde Ahmet'e baktım açıkçası.