kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Mayıs 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer.

Louvre kapılarını Türklere açıyor

Sonat BAHAR /HABER MERKEZİ
Sakıp Sabancı Müzesi, 2009'un Fransa'da Türk yılı olması vesilesiyle Louvre ile uzun soluklu bir işbirliğine girişti..
İLİŞKİLİ HABERLER
Louvre kapılarını Türklere açıyor
Sakıp Sabancı Müzesi kurulduğu günden bu yana takipçilerini hiç hayal Kırıklığına uğratmadı. Picasso sergisiyle kapılarda kuyrukların oluştuğu müze, Rodin'le türbanlı kadınları ağırladı, Cengiz Han ve Mirasçıları Büyük Moğol İmparatorluğu koleksiyonu ile Doğu-Batı ilişkisine bir kez daha vurgu yaptı. Ve Sakıp Sabancı Müzesi yetkilileri bu kez dünyanın en önemli müzelerinden Paris'teki Louvre Müzesi ile uzun soluklu bir işbirliğine girdi. Louvre'daki onarımı fırsat bilen ve bunu avantaja çevirdiğini söyleyen Müze Müdürü Nazan Ölçer ile konuştuk. Kendisiyle, 2008'in ocak ayında sanatseverlerle buluşacak 'Louvre'dan İstanbul'a, İslam Sanatının Üç İmparatorluk Merkezi: İstanbul, İsfahan, Delhi' sergisi üzerine sohbet ettik.
- Sakıp Sabancı Müzesi kurulduğundan beri, hiç müzeye gitmeyen bir kitleyi bile içine çeken organizasyonlara imza atıyor. - Rahmetli Sakıp Sabancı beni davet ettiğinde ilk önce tereddüt ettim. Bunun bir ilk olacağını düşündüm. Türkiye'de ilkleri gerçekleştirmek için bazen cesaret gerekiyor. Müzeciliğin nasıl yapılacağını göstermek için de bir fırsat diye düşündüm. Biz bazı şeyleri yeniden gözden geçirmek zorundayız. Bu pek çok alanda olduğu gibi müzecilikte de böyle. Olanla yetinmemek, yeni ufuklara dönük olmak, dünyada ne olup bitiyorsa bundan haberdar olmak ve kendi insanınızı haberdar kılmak. Küçük bir çevrenin haberdar olması kâfi değil. Pek çok kişiyle paylaşmanız lazım ki Türkiye'yi yeni bir yüzyıla taşıyalım. 'TÜRK

İMAJINI SORGULADIK'
- Sergilerde hep bir Doğu-Batı diyaloğu söz konusu. Toplumumuza hitap ettiği için mi bu tercih? - Biz burada bazı yapılmamış sergilere ev sahipliği yaptık. Bu bazen dünya sanatının büyük ustaları oldu, bazen kendi tarihimizin Batı'ya taşınmış izlerini sürdük. 17. yüzyıl Avrupa'sında Türk imajını sorguladık. Batı sanatına dönük sergiler de gelecek ama aynı zamanda geldiğimiz yerleri de unutmuyoruz. Doğu-Batı ilişkimizi sürdüreceğiz, bizim yolumuz böyle.
- Tepkiler oluyor mu? Çünkü son olarak 'Tanrı'ya Adanmış Halılar Transilvanya Kiliselerinde Anadolu Halıları' isimli bir serginiz var ve kilise ortamında sunuluyor bunlar.. - Halılar, namaz seccadeleri, kilise bambaşka şeyler ama bir arada olabiliyorlar. Bir sergi kapsamında estetik unsuru ön plana çıkabiliyor. Kimseyi rahatsız etmiyor. Bu sergilemeyi ilk planladığımızda da sizinki gibi 'Tepkilerden korkmuyor musunuz?' soruları gelmişti çevreden. Hayır korkmuyorum. İnsanlara doğru bir şeyi sunduğunuz zaman, örneğin Türk- Osmanlı ticaretinin getirdiği bir ilişkinin sonucunu sunduğunuz zaman başka türlü algılıyorlar.