kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Mayıs 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Bir magazin âlemi değerlendirmesi

SAMİ TOSUN
Magazin âlemi kazan, biz kepçe. Sami Tosun geçen haftaki buhranlı günleri sizin için değerlendirdi..
Değerli okurlar, biliyorum, burası özel meselelerimi anlatma yeri değil ama çok bunaldım. Şarkı Söylemek Lazım'ın jüri üyesi Emel Şenocak'ı, "Sana hayatın renklerini tattıracağım," diye taciz eden arkadaş, rüyalarıma giriyor. Girmekle kalmıyor, kılık değiştiriyor ve oy istiyor. Her seçim döneminde böyle şeyler yaşarım ama bu en kötüsü. Geçen akşam Tayyip Bey, ondan önceki akşam Sayın Ağar ve nihayet Deniz Baykal sırayla rüyama girdi ve bana hayatın renklerini tattıracaklarını söylediler. Oysa ben bu kadar renkli bir hayat istemiyorum. Ter içinde uyanıyorum. Sinirlerim bozuk.

DOKTOR EROL'A PES!

Sorun uyanınca da bitmiyor. Mesela bu Yeliz Yeşilmen adlı hanımın ne yaptığını merak ediyorum. Yani, televizyonlarda bu kadar görünmeyi hak edecek ne gibi bir iş yapıyor? Kadın cinsine son derece mesafeliyimdir, daha da soğuyorum. Bana yazık değil mi? Son olarak peygamber soyundan geldiğini iddia etmiş Yeliz Yeşilmen. Zaten biz de mahallecek Arap Yarımadası'ndaki sarışın mavi gözlü Barbie'lerin doğal hayatını inceliyorduk bu aralar. Efendim, sonra ben artık Tamer Karadağlı haberi görmek istemiyorum. Allah sizi inandırsın, bu arkadaşın kameralara kaşlarını kaldıra kaldıra delikanlı raconu taklidi yapıp taş fırın şeysi olarak konuşmasından gına geldi. Elinde hıyarı olan herkese tuzlukla koşabilecekmiş gibi duran bu erkek güzelimizin cinsi münasebetleri ve eski eşinin dokunaklı açıklamaları bir reyting malzemesiyse, ben de bu işten hiçbir şey anlamıyorum demektir. Şahsen mevzu o kısma geldiğinde kanal değiştiriyorum. Bize daha enteresan magazin malzemeleri lazım. İlgilileri, 'buradan' sorumluluğa davet ediyorum. Sonra, şu Erol Köse nasıl bir insan, değil mi sayın okurlar? Yani, sırf mevzu olsun, 'Eurovision'un da lokmasını lüpleyelim' maksadıyla yaptığı, "Seneye örovizyon yarışmasına Hande Yener'le katılalım diye teklif geldi," açıklamasını yapıp ortalığa salıverme işine 'pes' diyorum. Koskoca TRT Genel Müdür Vekili, 'bu işler balondur' mealinde açıklama yapıyor, Hande Hanım, "Vallahi ben de Erol Köse'den duydum, öyle gururlandım," diyor, artık Allah ne verdiyse, ortaya karışık bir salata çıkıyor ve neticede, doktorerol 'sanatçı'sını biraz daha cilalamış olmanın gururunu yaşıyor. Ne olacak? Balonun, yalanın hesabı mı soruluyor. Ortam balon olmuş, milletçek 80 günde devri âlem yapıyoruz... Bu ahval ve şerait içinde dahi vazifemizi yerine getirmek ve aklımıza mukayyet olmak yeterliyken, gördüğünüz gibi bir de yazı yazıyoruz. Hani Ajda Pekkan bir zamanlar, "Ağır işçiyim," diye bir laf etmişti ya, esas kendimi ağır işçi olarak addediyorum. Şiir yazasım, Orhan Veli gibi olasım geldi sayın okurlar: Balon hayat içinde, bir garip tosunum, şu balon bir patlasa, bir de zeytinyağı şişesinde enginar olsam...