kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Mayıs 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Açlığa ''sınırı'' ilk kez o koydu

Yeni Haber
Türkiye'de açlık ve yolsulluğa sınırı ilk kez o koydu. Vatandaşın ekonomik hayatına damgasını vuran ''açlık ve yoksulluk sınırı'' kavramını ilk kez 20 yıl önce ülke gündemine Türk-İş Araştırma Müdür Yardımcısı Enis Bağdadioğlu getirdi.

Bu hesaplamaları 20 yıldır aralıksız sürdüren Bağdadioğlu, haftada 3-4 sebze-meyve pazarı ve 4 süpermarketten fiyat alıyor. Ankara Üniversitesi Basın-Yayın Yüksekokulundan mezun olan ve 1980'den bu yana Türk-İş'te çalışan Bağdadioğlu, yaptığı açıklamada, Aralık 1987'den beri açlık ve yoksulluk sınırını hesapladığını bildirdi.Önceleri ''açlık sınırı'' yerine ''gıda harcaması'' ifadesini kullandığını belirten Bağdadioğlu, hesaplamaya nasıl başladığını şöyle anlattı:

''Aralık 1987'de Turgut Özal Başbakandı. Seçim sonrasında bütün temel ürünlere oldukça yüksek oranda zam yapıldı. O zaman bu zammın aile bütçesine yansımasının nasıl olacağı merak edildi. O sıralarda, 4 kişilik ailenin geçinebilmesi için gerekli asgari ücret tutarının ne olması gerektiğiyle ilgili bir yöntemim vardı. Bu aklıma geldi. Zamdan önceki ve zamdan sonraki fiyatların aile bütçesine ne kadar yük getirdiğini buldum. Bu, basında büyük ilgi çekti. Bir sonraki ay, 'Bu ay nasıl oldu?' diye hesapladım. O da ilgi çekti. Daha sonra bir beklenti oluştu. Yapmaya devam ettim.''

Bağdadioğlu, çocuk, genç ve yetişkinlerden oluşan 4 kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için gerekli olan gıdaları belirlerken, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Teknolojisi Yüksek Okulundaki hocalardan büyük yardım gördüğünü belirtti.


''HAFTADA 3-4 SEBZE-MEYVE PAZARI...''

''Hesaplama için haftada 3-4 sebze-meyve pazarı ve 4 süpermarket geziyorum'' diyen Bağdadioğlu, hesaplamalarına temel oluşturan gıda ürünleri içinde en fazla tüketilenleri dikkate aldığını bildirdi.

Bağdadioğlu, şunları kaydetti:

''Pazara gittiğimde öncelikle pazarın hepsini dolaşıyorum. Pazarda ağırlıkla hangi sebze ve meyvenin olduğuna bakıyorum. Mesela pazarda bir tezgahta çilek var. Mevsimi değilse hesaplamada dikkate almam. Turfandayı değil, mevsim sebze meyvesini dikkate alırım. Yeşil biber, hemen her zaman var. Ancak, turfanda dönemini çok dikkate almam. Eğer 50 tezgahın 30'unda biber varsa, dikkate almak gerekir.''

Gittiği pazarların değişik semtlerde bulunduğunu ifade eden Bağdadioğlu, bu pazarlardaki esnafın artık kendisini tanıdığını söyledi. Bazı pazarcıların önceleri kendisini zabıta ya da süpermarket çalışanı zannettiklerini anlatan Bağdadioğlu, pazar ile süpermarket arasında büyük bir rekabet olduğuna dikkati çekti. Pazarlardaki fiyatların oluşumunda süpermarketlerin büyük baskısı olduğunu dile getiren Bağdadioğlu, süpermarketlerin de kendi içinde rekabeti olduğunu söyledi.

Bağdadioğlu, ''Aynı caddedeki üç süpermarketten biri temel bir malı, mesela domatesi çok düşük fiyattan satıyor. İnsanlar, 'domates ucuz olunca bütün sebze-meyveler ucuz olur' diye düşünüyor. Hayır, diğerleri çok daha pahalı olabiliyor'' diye konuştu.

Açlık sınırının ardından, yoksulluk sınırını hesapladığını kaydeden Bağdadioğlu, bunu da Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) yetkililerinin önerilerini dikkate alarak hesapladığını anlattı.

HESAPLARI TÜİK'LE UYUŞUYOR

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) enflasyon oranlarını her ayın 3'ünde, Türk-İş'in ise açlık ve yoksulluk sınırı hesaplarını TÜİK'ten yaklaşık bir hafta önce açıkladığına işaret eden Bağdadioğlu, TÜİK'in ve kendisinin hesaplarının örtüştüğünü ifade etti.

Bağdadioğlu, yıllık iznini bile açlık ve yoksulluk sınırı hesaplamasına göre ayarladığını, bu yüzden çok uzun zamandır 1 haftadan fazla izin yapamadığını belirtti.

Yurt içi ve yurt dışından birçok kişi ve kuruluşun hesaplamalarını takip ettiğini belirten Bağdadioğlu, ''Örneğin, ABD'de eşi ve iki çocuğuyla yaşayan bir kişi mesaj göndererek, 'Türkiye'ye kesin dönüş yapmayı düşünüyoruz. Kaç parayla geçinebiliriz?' diye sormuştu'' dedi.