Salı günü "İsimsiz" başlıklı bir yazı yazmıştık. "Özetleyecek... Hatırlatacak" olursak...
"Kendi sektöründe Türkiye'nin en büyüğü olan" bir aile şirketinden, "üç kardeş" Ankara'ya gelirler.
"Bazı ziyaretlerde" bulunurlar.
Bu arada Devlet Bahçeli'ye "neden Başbakan olmuyorsunuz" diye sorarlar.
Bahçeli de onlara sorar:
- Başbakanlık koltuğu boş mu?
ULUSOY
Salı günü "Ulusoy kardeşlerin" telefonu durmak bilmemiş.
Yazıyı okuyan çok kişi, "tamam... Bunlar Ulusoylar" demiş.
Ve telefona sarılmış.
Dün "Ulusoy imparatorluğundan" Saffet Ulusoy bize dedi ki:
- Hâlâ bana ve kardeşlerime telefon yağıyor... Herkes diyor ki... Kimlerle görüştünüz?... Neler konuştunuz?... Ankara'dakiler neler söylüyor?
SIR
Saffet Bey'e "aynı soruları" biz de sorduk:
- Kimlerle görüştünüz?
- Sayın Genelkurmay Başkanı'mızla... Sayın Kara Kuvvetleri Komutanı'mızla... Sayın Devlet Bahçeli ile... Sayın Mehmet Keçeciler'le... TOBB Başkanı ile... Hemşehrimiz Yaşar Bey'le. (Okuyan)
- Mesut Bey de hemşehriniz.
- Olmadı görüşemedik... Tansu Hanım aramıştı... Görüşecektik... O da olamadı.
- Görüştüklerinizle, neler konuştunuz?
- Anlatmam... Sırdır... Türkiye'nin meselelerini konuştuk.
KOMUTANLAR
- Saffet Bey... Komutanlar neler düşünüyor?
- Sokaktaki vatandaş... Sen, ben... Senin amcan, benim yeğenim... Esnaf... Memur... Herkes ne düşünüyorsa, komutanlarımız da onu düşünüyor... Herkes ne görüyorsa, paşalarımız da onu görüyor... Ama bir husus var ki... Size anlatabilirim.
- Nedir?
- Sayın komutanlarımız demokrasinin işlemesinden yana... Sorunların, demokrasi içinde çözülmesini istiyorlar... Hiçbir şekilde müdahale yanlısı değiller.
BAHÇELİ
- Sayın Bahçeli ne diyor?
- Sırdır... Söylemem.
- Tamamı mı sır?
- Devlet Bey çok ilkeli bir insan... Ağzından çıkan sözü, attığı imzayı namus bellemiş.
- Hangi söz? Hangi imza?
- Yarın sabah MHP'nin milletvekili sayısı DSP'yi geçecek olsa... Devlet Bey "Başbakanlık benim hakkımdır... Oraya ben oturacağım" demeyecek... Zira... "Ben bu protokole imza atmışım" diyor.
YOL
- Devlet Bey, başka neler söylüyor?
- Demokrasinin sağlıklı işlemesini, ülkenin esenliğe çıkmasını, krizin biran önce aşılmasını istiyor.
- Nasıl olacak?
- Bilemiyorum... Devlet Bey'in önünde bir yol olsa... Başbakanlık yolu... Gidebilir tabii... Ama bugün yok ki.
SEÇİM
- Saffet Bey... Üç kardeş, Ankara'daki ziyaretlerinizde "Hükümet hakkında" konuştunuz mu?
- Bugün Türkiye'de iki kişi biraraya gelse yine Hükümet konuşuluyor.
- Ne konuştunuz?
- Sırdır.
- Tamamen mi?
- Hükümet işinde bir tıkanıklık var.
- Ya seçim?
- 2002'nin mayısı ile ekimi arasında... Tabii bazı şeyler değiştikten sonra seçim.
- Ne gibi şeyler?
- Bazı şeyler işte... Seçim Kanunu gibi... Siyasi Partiler Kanunu gibi.
İSİMLİ
Üç gün önce "isimsiz" yazmıştık.
Bugün "isimlendiriyoruz."
Onlar "Ulusoylar."
Tabii Ankara'ya gelenler "bazı ziyaretlerde bulunanlar" sadece Ulusoylar değil.
"Gelen giden" çok.
Ve hepsinin de "sorusu... Gündemi... Endişesi" aynı:
- Demokrasi... Esenlik... Hükümet... Ekonomi.
Başbakan fıkraları
"Kuzey Almanya Kanalı" Almanya'nın en popüler kanallarından.
"Kapsama alanı" ülkenin kuzeyi.
Başkent Berlin dahil.
Bu kanalda, her sabah saat 08.05'te "eğlenceli bir program" var:
"Gerhard Show."
Programda "Başbakan Gerhard Schröder ile dalga geçilir."
Onun ve eşinin "sesi bile taklit edilir."
"Başbakan fıkraları" anlatılır.