kapat
08.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 MODA
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Para yok ama Mesih çok!

Önce "Böyyük" kurtarıcı konuştu:

"Ekonomik krizi iki ayda çözer, ülkeyi düze çıkarırım!.."

Dış borçlanmanın hepimize müthiş bir fedakarlık yüklediğini, bu uğurda iki kuşağı yitirmek zorunda kalacağımızı bilenler, bu "Kriz Makyavelizmi" karşısında acı acı güldüler.

Üretmeden borçlanmanın ayaklarına bağladığı prangayı henüz fark edemeyen minicik çocuklarsa, korku içinde "Eyvah!.." dediler. "Yoksa 'Böyyük Baba' bizi de mi iktidarında büyütecek!"

"Baba"sının okulunda yetişmiş kızı hiç durur mu? Nasılsa bu ülkede haybeden pehlivanlık kolay! O da labirentten kurtulmak için çırpınan ulusa müjdeyi vermekte gecikmedi:

"Üç ayda psikolojik havayı düzeltir, bir yıl içinde yüzde 7 büyüme sağlarım!"

Dürüstlüğün bir kez terkedildiğinde, bir daha dönülemeyen limansız bir ada olduğunu bilmelerine karşın, belki yine "yediririz" diyerek attıkça atıyorlar... Çünkü açık arttırmaya çıkartılan "Ekonomi Mesihliği" bunu gerektiriyor.

"İki ayda çözerim!"

"Yoo, iki ay yetmez, üç ayda düzeltirim!"

İkisinin de koşulu aynı:

Biri, sekizinci kez gidip, dokuzuncu kez gelmek istiyor. Diğeri de tek başına iktidar olmayı!

İktidar olsunlar, gerisi kolay!

Ah bir de iktidar olmak yerine ne olduklarını bilebilseler!

Ya da millet onlara bildirebilse!

İşte o zaman kurtuluş için yeşil ışık yandı demektir.

Devletteki küçülme politikacı yakınlarından başlamalı
Değirmenin suyu bitince emir verildi:

"Devlet küçüleceek!.. Küçül!.."

ANAP, küçülmenin Köy Hizmetleri'nden başlatılmasını, ayrıca yatırımcı bakanlıkların bölge teşkilatlarının da lağvedilmesini istiyor.

Hükümetin diğer ortağı MHP de küçülme zorunluluğunu kabul ediyor ama, ANAP'ı samimiyetsizlikle suçluyor.

Anlaşılan ortaklar arasında bir samimiyet platformuna ihtiyaç var. O halde biz bir öneri getirelim:

"Devletteki küçülme politikacı yakınlarından başlasın. Bunun için de pilot kurum olarak TRT seçilsin!"

Peki niçin TRT?.. Çünkü Yücel Yener genel müdür olduğunda 5.583 olan personel sayısı, emekliler de hesaplandığında yaklaşık bin kişi artmış. (Bu rakama geçici statüyle çalışanlar dahil değil.)

Göreve başladığı günlerde "TRT bu ağır yükü taşıyamaz, kadro indirimine gitmeliyiz!" diyen Yücel Yener, bunu başaramadığı gibi, kurumu bir istihdam deposu olmaktan kurtaramamış.

Depo diyorum, zira personel harcamaları, genel giderlerin yarısını geçmiş durumda. 371 trilyon lirayı bulan bütçede, programlar için sadece yüzde 20'lik bir pay ayrılmış.

***
Yaptığım araştırmaya göre; son dört yıl içinde TRT'ye alınan elemanların neredeyse tümü, politikacı yakını. Eş, dost, ahbap kıyakçılığında, her partiden milletvekilleri arasında ANAP'lılar başı çekiyor. Özellikle TRT'den sorumlu devlet bakanlarının "Hamili kart yakinimdir!" diyerek gönderdikleri kişiler, hemen işe alınmış.

Bunlardan biri, özel avukatını, doktorunu bile TRT'ye yerleştirmiş! Tabii sınav mınav hak getire! İlginçtir, yolsuzluklarla mücadele eden bir milletvekilinin "seramikçi" kızına "dekoratör" kadrosu açabilmek için yönetmelik değişikliğine bile gidilmiş!

Peki değirmenin suyu nereden geliyor? İletişim fakültelerinden mezun olan binlerce gencin yanısıra, krizde işini kaybeden medyacı ordusu aç bilaç gezerken, devlet kadrolarını yağmalayan bu "devşirme"lerin maliyetleri, hangi kaynaktan karşılanıyor?

Hemen belirtelim, TRT gelirlerinde aslan payını, vatandaşın elektrik faturalarına bindirilen "zam"lar oluşturuyor. Yani politikacı kayırmalarının parasını, ekonomik krizin inim inim inlettiği vatandaş, cebinden ödüyor!

***
TRT Genel Müdürü Yücel Yener'e gelince... Onun eli, kolu bağlı. Taleplere boyun eğmekten başka yapacağı hiçbir şey yok! Ya istifa edecek, ya da sineye çekecek. Direnmeye kalksa, başına bin türlü çorap örerler! Örneğin para musluğunu kapatıp, azınlıkta kalan bir avuç değerli yayıncı ve teknik personeli açlığa mahkum edebilirler. Bu da işlerine gelmezse, Yücel Yener'i devirip, yerine "Dibek döğücüsünün hınk deyicisi" birini oturtabilirler.

Gördüğünüz gibi TRT, üretime aktarılması gereken ulusal kaynakları ona buna peşkeş çekmeyi yönetim biçimi olarak algılayan politikacıların elinde, adeta can çekişiyor. Yayıncılıkta hiçbir rekabet şansı kalmamış! Bu açıdan bakıldığında adeta küçük bir Türkiye!

Türkiye'nin kurtuluşu tasarruf ve üretimden geçiyor.

O halde sesimizi yükseltip haykıralım:

"Devletteki küçülme politikacı yakınlarından başlamalı ve TRT, pilot kurum olarak seçilmeli!.."



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
SABAH'ın Demokrasi Kürsüsü'nde sizde sesinizi duyurun

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır