İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı... Sözüm ona İstanbul'u Paris'le ya da Londra'yla yarıştıracak projeleri üretip, bugüne kadar yapılmamış en büyük organizasyona imza atacaklar. Kamudan sivil toplum kuruluşlarına kadar her kesimden temsilcilerin oluşturduğu ajans ekibi, İstanbul'u adeta uçuracak. Bir zamanların medeniyetler beşiği bu şehir yeniden eski ruhuna kavuşacak ve Avrupa'nın kültür ve sanat merkezi olacak. 2010'da Kuzey Vestfalya'dan tutun da, Güney Fransa'ya kadar şanımız yayılacak ve Avrupalı koşa koşa muhteşem projelerle yeniden yapılandırılan İstanbul'a koşacak!
Külliyen yalan... Yalan çünkü ortaya konulan belgelere göre bu projede görev alanların bir kısmının tek derdi ajansın iştah kabartan bütçesinden keyif çatmak! Sakın yanlış anlaşılmasın bütçe de Avrupa'dan filan gelmiyor. Geldiği yer aynı... Yani benim, sizin, dolayısıyla hepimizin ödediği vergilerden ve bu projeye gönül veren sponsor firmalardan.
Proje Avrupai ama kafa Turkish! Yani,
"Devletin malı deniz, yemeyen keriz!" misali.
Mesela
Alpaslan Baki Ertekin . Büyükşehir Belediyesi'yle İTO'nun ortak kuruluşu olan IDTM'nin eski Genel Müdürü. O görevinden usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle koltuğundan kaldırılmış zaten. Ama ne hikmetse sonradan bir şekilde İstanbul 2010 Projesi'ne sızmış. İddiaya göre, bu sızma olayının gerçekleşmesine destek olan kişi dün eski başkan
Nuri Çolakoğlu'nun koltuğuna oturan İTO temsilcisi
Şekip Avdagiç .
Duyduğuma göre Avdagiç'in ataması projeye gönül vermiş entelektüelleri şoke etmiş! Şok hallerini üzerlerinden atmak isteyen bazı isimler İstanbul 2010'a dair geçen çarşamba yazdıklarımdan dolayı bana dertleniyorlar. Diyorlar ki:
"Şekip Bey'in kültür ya da sanatla uzaktan yakından ilgisi yok. Sorsanız, 'En son hangi filme ya da tiyatroya gittiniz?'
diye, donakalır karşınızda." İnanmadım haber kaynağıma, İTO kayıtlarına bir göz attım. Hakikaten öyle. Avdagiç'in sektörü İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti'ne pek fayda sağlayacak bir alan değil. Şekip Bey plastikçi. Gözlerinizle görmek istiyorsanız İTO'nun web sayfasına bir göz atın o zaman.
Neyse şimdilik bu meseleyi geçelim, asıl meseleye geri dönelim.
Yani Alpaslan Ertekin'e. Küçük bir not aktarayım izninizle. Ertekin'in, 29 Mart Yerel seçimlerinden önce AKP'nin Beykoz'dan belediye başkan adaylığı için ismi geçiyordu ve çevresine,
"Söz aldım. Kesin aday benim" diyerek böbürleniyordu. Ama bu böbürlenme AKP İl Başkanı Aziz Babuşçu'yu ve diğer teşkilat üyelerini acayip rahatsız etmiş olacak ki, onlar da etrafa,
"Yalan söylüyor. Kimsenin ona verdiği bir söz yok. Kendi kendine gelin güvey oluyor" diyorlardı. Başkanlık için kendisine söz verildi mi, verilmedi mi bilemiyorum ama Allah nihai sonuçta Beykozlu'yu korumuş Ertekin'den...
Niye mi?
Ee çünkü yemediği halt kalmamış İstanbul 2010'da da ondan. Tabiri caizse;
"Yemiş, içmiş, gezmiş!" Önce, Amerika'daki bir etkinliğe davet edilen 2010 Ajansı'nın göndereceği 2 kişinin yerine geçemediği için Şekip Avdagiç'in talimatıyla 3'üncü şahıs olarak yer bulmuş uyanık.
Sonra da, cebinden ödüyor ya beyefendi, keyfine düşkün!
"Onca yolu koltukta oturarak nasıl giderim ben?" diye sızlanıp, 1200 TL'lik
ekonomi uçak biletini Business'a çevirtmiş. Keyifçi Ertekin, önce 7000 TL'lik uçak biletini sonra da
New York'ta kaldığı 5 yıldızlı otelin 25.000 TL'lik faturasını ajans bütçesinden üstelik de eski başkan Nuri Çolakoğlu'nun talimatıyla, imzasıyla ödetmiş.
Şimdi dersiniz ki,
"Ee ne var canım bunda? Adam İstanbul için kendini yollara atmış. İstanbul 2010 bunun parasını öderse çok mu olur yani?" Olur sevgili okurlar. Çünkü kanunen kamu bütçesinden
ekonomi sınıfı dışında uçuş yapılamıyor.
Duruuun daha bitmedi!
Biliyorsunuz. Kamu çalışanları ya da yetkilileri bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nın ölümünde dahi kamu bütçesinden başsağlığı ilanı veremez hiçbir şekilde.
Ama bizim uyanık Alpaslan Ertekin, dedesi İsmail Arıkan'ın ölüm ilanını bile İstanbul 2010'a ödetir. Hem de
Türkiye'nin 3 büyük gazetesine, yani, SABAH, Hürriyet ve Zaman'a verilen ilanları. İnanmıyorsanız girin bu gazetelerin 24 Şubat tarihli arşivine, görün!
Şimdi asıl can alıcı soruya gelelim...
Peki, İstanbul 2010'da ki karmaşa, usulsüzlük bu kadar mı? Sadece Alpaslan Ertekin mi uyanıkmış bunların içinde?
Mesela eski başkan Nuri Çolakoğlu, Prof. Dr. Metin Sözen, Gürhan Ertür ya da takma adı,
"Müfettiş Gadget" olan Eyüp Özgüç'ün hiç mi günahı yok?
Kim bilir daha neler oluyor o çatının altında?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Bugünkü Tüm Yazıları
Hangi bürokrat dedesinin ölüm ilanını bile İstanbul 2010'a ödetti?
Yayın tarihi: 17 Nisan 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/17//yukselir.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.