İşin bir ülkede, müşterin ötekinde...Tedarikçin
Uzakdoğu 'da, üretim merkezi
Güney Yarıküre 'de...
Çağrı merkezi dünyanın bir başka ucunda ve sen de ömrünü havaalanlarında geçiriyorsun...
Büyük ihtimalle adı yeni konulan mesleğin mensubu oldun demektir.
Bu yeni mesleğe,
kozmokrat diyorlar.
Son 10 yıldır giderek daha sık kullanılan bir kelime.
Sovyet uzay insanlarına verilen "
kozmonot "tan türetilmiş.
Kariyer basamağında tırmanmayı, tıpkı uzaya çıkma gibi algılayan, geleceğini küreselleşmenin dinamizmine bağlayan insan davranışına bu ad veriliyor.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin de sayesinde, zamanı ve mekânı "
sıfırlayan " bu insanlar, 20 yıl öncesinin "
yuppie "lerinden daha farklı bir davranış gösteriyor. "
Doğduğu yerden ziyade, doyduğu yerde var olma " gayretindeki "yuppie"lerin de yapamadığını(!) başarmışlar. Gücün oluştuğu yer neresi ise, vatan olarak bu "
güç mabetlerini " seçebiliyorlar.
Herhangi bir ırka, dine, dile, ulusa veya geleneğe sadık kalma iddiaları yok.
Güç nerede ise, o "
yer ", kozmokratların "
anavatanı " oluyor ve bu vatan, gelişen (çelişen) şartlar içinden kolayca değişebiliyor.
Kozmokratların en büyük özelliği, tıpkı uzayda tur atan kozmonotlar gibi, sürekli göç halinde olmaları. Ancak kozmokratlar buna "
göç " değil, seyahat adını veriyor.
Peki kim bunlar? Üretimin, paylaşımın, zenginliğin hızla yer değiştirdiği Küre'de, uluslararası şirketlerin tepe yöneticileri ve bu yönetime katılmayı kendilerine "
kariyer modeli " yapanlar...
Eğer zenginlik, Silikon Vadisi'nde ise artık bir kozmokrat için Hindistan'da doğmanın bir anlamı kalmıyor. Veya doğup büyüdüğü Avrupa'dan, üretim merkezi Tayvan'a kaymışsa, kozmokrat, kendini "
doğumundan beri " Tayvanlı hissedebiliyor. Derisinin renginden, dilindeki şive veya yetişme tarzından bağımsız olarak, kozmokratların giyimi, neredeyse birbirinin aynısı gibi. Dinledikleri müzikten yedikleri yemeğe dek, ortak bir "
ritüelin " insanları gibi davranıyorlar.
2000'li yıllarda bilişim sektöründeki kozmokratların moda rengi
turuncu, yemek alışkanlıkları
suşi idi. Şimdilerde bunların yerini "
moda olmaya başlayan etnik yemekler ve müzikler " aldı.
Küresel zenginliğin, "
sahibi aynı kalsa da " dünya üzerinde, tıpkı bir kasırga bulutu gibi yer değiştirmesine paralel olarak, kozmokratların da "
cazibe merkezleri " yer değiştirir duruma geldi.
Daha doğrusu, tıpkı 10 yıl öncesinin çizgi filmi HiMan'de olduğu gibi, "
güç, artık bende! " mottosuyla hayatı yorumluyorlar.
Kozmokratları, "
Küresel Elitler " olarak da tanımlayanlar var.
Öyle bir seçkincilik ki,
İngilizceyi son derece iyi konuşacaksın, herhangi bir yöresel değere fazla takılıp kalmayacaksın,
marka okulların birinden mezun olacaksın, hangi güce hizmet ettiğini sorgulamayacak ve "
sabah, nerede uyandığına " fazla aldırmayacaksın.
Peki ya
Türkiye'de kozmokrat var mı? Onu da bir sonraki yazıda yazacağım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 17 Nisan 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/17//oguz.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.