İşadamı Üzeyir Garih sekiz yıl önce öldürüldü. Ama o günden sonra ailesinden hiç kimse bu konuda konuşmadı, polis de hiçbir şekilde aile üyelerinin ifadelerine başvurmadı.
Takvimler 25 Ağustos 2001 tarihini gösterdiği gün Türkiye şok bir cinayet haberiyle sarsıldı. Türk iş dünyasının en büyük isimlerinden, Alarko Holding'in eşbaşkanı Üzeyir Garih, Eyüp Mezarlığı'nda bıçaklanarak öldürülmüştü. Türkiye kamuoyu olayı, cinayetin işlendiği günden, sanığın yakalanmasına ve nihayet yargılamanın her aşamasına kadar ilgiyle izledi. Ancak bu süreç, sanık Yener Yermez'in yakalanmasından, görgü tanıklarının ifadelerindeki çelişkilere, kabul edilmeyen tanıklıklara ve görmezden gelinen delillere kadar 'aydınlatma' bir yana, bir tür 'karartma' izlenimi doğuruyordu. Belirsizliklere rağmen, sanık Yermez TCK'nın 450/7-9. maddeleri gereğince müebbet hapis cezasına çarptırıldı, şu anda Kırıkkale F Tipi Cezaevi'nde. Ancak özellikle Ergenekon davasından sonra yaşanan gelişmeler ve ortaya çıkan yeni bilgi, belge ve tanıklar, Garih cinayeti dosyasının kapağını tekrar araladı. Cinayete ilişkin delillerin Ergenekon sanığı Ümit Sayın'ın evinde çıkmasından sonra, Yermez'in gazeteci Fehmi Koru'ya gönderdiği mektup ve Garih'in yakın arkadaşı Doğan Kasadol'un savcılığa verdiği dilekçeyle tekrar gündeme gelen cinayet davasının yeniden görülmesi gündemde. Ergenekon savcısı Zekeriya Öz de önümüzdeki günlerde Yermez'i Kırıkkale Cezaevi'nde yeniden sorgulayacak. Öte yandan; Garih'in mezarının açılması ve otopsinin yenilenmesi ihtimali de giderek güçleniyor. Yermez'in avukatı Mustafa Yalçınkaya geçtiğimiz hafta Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak, dava sürecinin 'şaibeli' hale geldiğini belirtti ve davanın yeniden görülmesini istedi. Aralanan cinayet dosyasını tamamen açtık ve olayın tüm taraflarıyla, bütün ayrıntıları konuştuk. Ayrıca Yermez'in avukatına gönderdiği mektup, avukatı ve Doğan Kasadolu'yla yaptığımız söyleşiler de gösterdi ki, ortada cevaplanmayan birçok soru var...