Çocuklara "‹çinde demir var," diye zorla yedirilen ıspanağın gerçekten yararlı olabilmesi için günde bir kilo tüketilmesi gerekiyor. Yine de kı. mevsiminin vitamin açısından en zengin sebzelerinden biri.
ÇİZGİ film kahramanı
Temel Reis'e ne kadar içerlesem azdır. Küçükken, bugünkü genç kuşakların
Taş Devri'yle aynı zaman diliminde saydıkları televizyonun olmadığı dönemlerde çizgi filmleri seyretme olanağımız gerçi yoktu. Ama buna karşılık gazetelerin çoğu, bir sayfalarını çizgi romanlara ayırırlardı ve
Temel Reis de dünyada en çok okunan çizgi romanlardandı. Biliyorsunuz çelimsiz
Temel Reis, sıkıya geldiğinde hemen bir ıspanak konservesi açar, içindekileri bir lokmada yutar, ondan sonra onu kimse tutamaz; kendisine saldıran ya da uzatmalı kız arkadaşı Safinaz'ı taciz eden, başta kötü adam Kabasakal olmak üzere bir mahalle dolusu kişinin hakkından gelirdi.
Ispanak, mucize bir bitki olarak görülüyordu o günlerde. Annem de elinden gelse her gün bana ıspanak yedirmeye gayret ediyordu. 1890'da Gustav von Bunge adlı bir kimyager, 100 gram ıspanakta 35 miligram demir bulunduğunu kanıtlayınca ıspanak üreticileri ve 20. yüzyılın dondurulmuş gıda sektörü bu kozu sonuna kadar kullandılar. Kanıtlanamamakla birlikte,
Temel Reis tipini yaratan Elzie Crisler Segar'a bu projeyi sipariş edenlerin Amerikan ıspanak üreticileri olduğu bile öne sürülür. Böylelikle kuşaklar boyu aileler, büyüme çağındaki çocuklarının ihtiyacı olan demiri, en kolay yoldan onlara ıspanak yedirerek kazandırdıklarını sandılar.
Tıpkı yumurta ve tereyağında yaratılan şehir efsaneleri gibi ıspanak balonu da bir süre sonra patladı; ıspanağın içindeki demirin ve kalsiyumun vücuda pek yararı olmadığı açıklandı. Zira ıspanakta bol miktarda demir var, ama yaprakların içerdiği oksalik asit gerek demirin, gerekse kalsiyumun vücut tarafından emilmesini zorlaştırıyor.
LİFLİ BİR SEBZE
Çocukların niçin ıspanak sevmedikleri sorusu hep merak edilir. Kimi uzman bunun nedenini ıspanağın ağızda buruk bir tat bırakmasına yormuş, kimi de zorla her gün yedirilen bütün yemeklerin çocuklarda tepki uyandırdığını öne sürmüş. Aslında acılı yemeklere bile çocuklar daha anne karnından itibaren alışabildiğine göre, buruk tadın bunda pek rol oynamadığını düşünenlerdenim. Bence mesele zorla yedirmede...
Nitekim günümüzde çocuklara herhangi bir sebze gibi yedirildiği için, günümüz küçükleri eskisi gibi ıspanağa tepki göstermiyorlar. Arada ıspanak lobisi hâlâ bu sebzenin insanı güçlendirdiği yolunda haberleri gündeme getiriyor, ama bilimciler bunun gerçekleşebilmesi için bir kilodan fazla ıspanak yenmesi gerektiğini söylüyorlar.
Hem de her gün!.
Ispanak, insanda demir yapmıyor diye onu aşağılıyor değilim. Her şeyden önce bu kış mevsiminde elimizin altındaki birkaç sebzeden biri o; vitaminler açısından zengin ve lifli bir sebze olduğu için de sağlıklı. M.S. 4.
yüzyılda İran'da kültür bitkisine dönüştürüldüğü tahmin edilen bu sebze, bizim topraklarımızda da yaklaşık aynı dönemlerden beri yeniyor.
Bugün tropik kuşak dışında hemen her yerde yetişen bu sebzeyle Avrupa, Araplar sayesinde Endülüs üzerinden tanışmış. İspanya dışındaki Avrupa ülkelerine ise çok daha sonraları yayılmış. Örneğin İtalyanlar, 16.
yüzyıldan sonra tanışmışlar. Önceleri manastırlarda yetiştirilen ıspanak, başlangıçta bağırsak faaliyetini kolaylaştırmak amacıyla ilaç olarak kullanılmış. Bu özellik, içerdiği oksalik asitten kaynaklanıyor.
Küçükken ıspanaktan gına getirenler ileriki yaşlarda ona olan önyargılarını bir yana bırakmayı başarabilirlerse, bu sebzeyle yapılmış çok zengin, yemek seçeneklerinin keyfini çıkarabilirler. Zira ıspanağın yaprağından sapı ve köküne kadar değişik kısımlarından çeşit çeşit yemekler yapabilen bir mutfak kültürüne sahibiz. Genellikle başka ülkeler ıspanağın yapraklarını kullanırlar; çoğu kez de dondurulmuş halde satın alır, yeşil renginden yararlanmak için ikinci sınıf bir malzeme olarak değerlendirirler. Pek az Avrupalı ve Amerikalı, ıspanağı bizler gibi taze taze alıp pişirir.
Eskiden ıspanakla yumurta, bal, badem ve çeşitli baharatla tatlılar da yapılırmış. Günümüzde bunlar unutulmuş; bence araştırıp değerlendirmeye değer.
Ben kendi adıma
Temel Reis sendromunu erken atlatanlardanım. Ispanağın her kısmının, onunla yapılan her yemeğin tadını çıkarıyorum. Zaman içinde ıspanağa en yakışan malzemenin, tereyağı olduğunu keşfettim.
Tereyağında pişirilmiş ıspanaklı bir omleti başka hiçbir yemeğine değişmem. Deneyin, bana hak vereceksiniz.
Yayın tarihi: 11 Ocak 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/11/pz/ors.html
Tüm hakları saklıdır.