kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Cuma Sabah  
ATİLLA DORSAY

Çılgınlığın ardındaki deha

'İstanbul'da Bir Sürrealist: Salvador Dali' sergisini gezenler, yalnızca kendine özgü bir 20. yüzyıl dâhisinin yaşamını değil, aynı zamanda geçen yüzyılın sanat çerçevesinden görülmüş bir kısa tarihçesini de öğrenebilir.
Evet, sonunda Salvador Dali sergisini ben de gezebildim. (Gezenlerin sayısının 40 bini aşıp 50'ye yaklaştığını da öğrendim). Dali kendi adıma çok sevdiğim bir sanatçı değil. Bizler onun sevgili Gala'sıyla (ölümüne dek birlikte olduğu eşi), o ünlü kıvrık bıyıklarıyla her yerde gözüktüğü, bir tür yaşlı ve İspanyol Andy Warhol olarak her türlü 'happening'de boy gösterdiği, kışkırtmayı ilke edindiği, sanattan çok bir tür sanat parodisi yaptığı yıllara tanık olduk. Picasso'yu ona bin kez tercih ettiğimi düşünmüşümdür. Ama sergi, bu düşüncemi bir ölçüde değiştirdi. Aslında tablolarıyla değil: Dali'nin özellikle o dev boyutlu tabloları pek yok. Ama onun dışındaki türlü-çeşitli etkinlikleriyle... Örneğin skeçleri, gravürleri, kitap ve kapak resimlemeleri, yazıları ve az bildiğim kitaplarıyla... Onun yazar yanını bilmiyormuşum! Ayrıca tiyatrodan sinemaya, mimariden heykele, şiirden romana her alandaki işleriyle... Ve sinemada Alfred Hitchcock'tan Walt Disney'e önemli sanatçılarla işbirliği ya da Federico Garcia Lorca'yla (sergide belirtilmeyen, ama benim bildiğim bir büyük aşk boyutlarına varan) gizemli dostluğuyla... Ama asıl önemlisi, serginin düzenlenme tarzı. Dali'nin hayatı, en önemli dönüm noktalarıyla ve o yıllara denk düşen her türlü olayla koşut biçimde sunulmuş. Böylece, biraz sabırla birkaç duvarı ciddi biçimde izlerseniz (bunu kulaklıkla verilen bilgiler eşliğinde de yapabilirsiniz), yalnızca kendine özgü bir 20. yüzyıl dâhisinin yaşamını değil, aynı zamanda geçen yüzyılın sanat çerçevesinden görülmüş bir kısa tarihçesini de öğrenebilir ve Dali'yi bu akışın içine daha sağlıklı biçimde oturtabilirsiniz. İşte Dali sergisi bunu başarıyor. Bu da az şey değil...