kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Kasım 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Sürmanşet’te Erkan Can, Ceyda Düvenci, Beste Bereket, Tardu Flordun ve Dolunay Soysert rol alıyor (Soldan sağa).

Lezbiyen öpüşmenin örtemedikleri

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
26.11.2008
Sürmanşet oyunundaki Dolunay Soysert ile Beste Bereket'in öpüşme sahnesi, beklenen dikkati çekti. Oyunculuklar başarılı bulunsa da oyunun metni özentilikle eleştiriliyor..
Sahnedeki iki kadın, iki genç ve güzel kadın birbirlerine yaklaşıyor. Ve sonra ateşli bir buse, Türkçesi öpüşme... İşte bu sahne günlerdir magazin basınının gözde konularından biri. Ve de Dolunay Soysert'le Beste Bereket'in 'kadın kadına' öpüşmesi, olasılıkla oyuna gideceklerin sayısını artıracak! Ama tüm bunlar, oyunu 'görülmesi gereken' sınıfına sokmuyor. Çünkü tiyatro, öncelikle metin demek. Bir filmin de öncelikle senaryo demek olması gibi... Oysa metin kof, metin özenti, metin sağlam değil... Kirli işler çeviren ve tam bir psikopat olan Bakan oğlu, onun hem sevip hem işkence ettiği, ama yine de başı dik sevgilisi, bu ikisinin buluştukları bir restoranı işleten iki kızkardeş ve de Bakan oğlunun yakını olan bir polis komiseri... Tüm bu asorti kişilerin arasında, bir Perihan Mağden yazısı kadar karmaşık ilişkiler gelişir. Ama Mağden'i sabırla sonuna dek okursanız, bir şeyler çıkar hiç olmazsa... Bu oyunu tümüyle izleyince, kafanız daha karışıyor oysa... Örneğin yukarıda sözünü ettiğim lezbiyen ilişkinin ilk perdede kuşkusu bile yokken, ikinci perdede birden ortaya çıkması ne anlama geliyor? Yazarın her aklına geleni oyuna sokmak eğiliminden başka? Zaten, internet sitesine yansıdığı üzere şöyle demiş: "Oyun modern sanatın envanterlerinden yararlanarak seyircide ilüzyon yaratma çabasıyla sahnelenmektedir. Avrupa tiyatrosunun 'in yer face' deyimiyle adlandırdığı akımı kendine eş tutan oyun, seyirciye günümüz politik durumunu, seyircinin bu durum içerisinde yerini çekincesiz yansıtmaktadır. Sinemanın görsel ve işitsel gücünden de faydalanan oyunun her noktasında aktif kalmasına yardımcı olan sahneleme biçimlerini kullanmaktadır." İşte böyle iddialı sözlerin ardından başka bir şey beklenir mi? Oyunculara kusur bulmak olanaksız. Tardu Flordun, Dolunay Soysert, Erkan Can, Ceyda Düvenci ve Beste Bereket'i birlikte izlemek büyük keyif. Ama sık sık (ve bana sorarsanız yerli-yersiz) kullanılan sinema tekniklerinin bile boşluğunu örtemediği bu metinle bir yere varılamamış. Gerçekten yazık!

SADRİ ALIŞIK TİYATROSU'NDAN AYNI TEMALAR
Tuhaftır, aynı temalar Sadri Alışık Tiyatrosu'nda yeni başlayan Yeşil Papağan Ltd. oyununda da var. Hem de erken ölen değerli yazar Memet Baydur tarafından yıllar önce kaleme alınmış olarak... Yine iki yerli Mafya reisi, onların devletle ve sermayeyle karışık ve kirli ilişkileri, etraflarındaki türlü-çeşitli kadınlar. Demokrasilerin kanayan yarası olan ve her toplumda farklı biçimlerde olsa da varolan bir karanlık dünyanın sergilenmesi... Ama bu kez Baydur'un sağlam objektifinden görülmüş, başta efsanevi Çolpan İlhan olduğu halde, tam 16 kişilik bir kadro tarafından çok iyi oynanmış ve Yiğit Sertdemir tarafından kusursuz biçimde sahnelenmiş olarak... Sakın kaçırmayın.