İnsanın doymayan hırsı, doğayı da insanoğlunu da yok edebilir. Öyle ki bugün büyük şirketler iflas ediyor, ekonomide devlet lafını bile duymak istemeyenler devletten yardım ve destek bekliyor.
Ne tuhaf günler yaşıyoruz... Komünizmin çöküşü, ideolojilerin ölümü, kapitalizmin tek ekonomik çözüm olması anlamına gelen küreselleşme derken, neredeyse kapitalizm de gümbür gümbür gidiyor... Gerçi kolay kolay gitmez o, üstelik 1929 bunalımından ve sonuçlarından çok iyi ders almış bir başka dünyadayız. Tarih aynen tekerrür etmez, olsa olsa benzeşir. Ama yine de şaşırmamak mümkün mü? Onca büyük sermayeye, inanılmaz mal varlıklarına, dudak ısırtacak insan kalitesi ve becerisine sahip kuruluşlar bile iflas bayrağını çekiyor, ekonomide devlet lafını bile duymak istemeyen ülkelerde herkes gözünü devlete dikmiş, yardım ve destek bekliyor. Sanki Karl Marx'ın öngörüleri 100 yıl rötarla gerçekleşiyor. Şaşmaz mısınız? Gerçek belki de şu: Sistem-mistem, rejim-mejim, ideoloji-mideoloji... Her şey gelip insanoğlunun karakterine, yapısına, doğasına dayanıyor. O karakterin bitmez açgözlülüğü, engellenemeyen hırsı, önlenemeyen kâr ve kazanç dürtüsü varoldukça ve bunu denetleyecek insancıl veya ilahi mekanizmalar mevcut olmadıkça, bu hep olabilir. İnsanoğlu dünyanın bütün nimetlerini har vurup harman savurdukça, yeryüzünün tüm dengesini ısrarla altüst ettikçe, tek amacı kazanmak, daha çok kazanmak oldukça ve bu doymak bilmez hırs doğayı da, insanlık değerlerini de ezip geçtikçe, daha çok bunalımlar yaşanabilir. Çünkü sonuç olarak her şey insanda başlıyor, insanda bitiyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
Her şey insanda başlıyor, insanda bitiyor
Yayın tarihi: 3 Ekim 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/03/cm/haber,D0D7AAC7AA904A0488675AA0BDD7E680.html
Tüm hakları saklıdır.