| 7 Kasım 2008, Cuma |
İLİŞKİLİ HABERLER
Mustafa filmi turnusol kâğıdı gibi...
ATİLLA DORSAY
05.11.2008
Mustafa filmi Atatürk hakkındaki bilgi açlığını bir kez daha ortaya çıkardı. Diğer taraftan, filmi daha hiç izlemeden karşı tavır alanlar da var..
Mustafa filmi ne çok şeyi ortaya çıkardı... Öncelikle, eriştiği rekor seyirciyle halkımızın Mustafa Kemal sevgisini, onu daha iyi tanımak ve hakkında daha çok şey öğrenmek için duyduğu büyük açlığı...
Öte yandan, Atatürkçülüklerine toz kondurmayan kimileri, filme karşı kesin tavır aldılar. Kimi gördüklerinin içindeki kimi ayrıntılara büyüteçle bakarak, özü gözden kaçırarak... Kimi zamansa hiç görmeden, sadece yazılıp çizilenlere kulak kabartarak... Ata'yı gerçek kişiliğiyle, onu insan yapan tüm özellikleriyle öğrenmeye çalışanlar, kusura bakmasınlar ama bu olayda o gardırop Atatürkçülerinden daha iyi sınav verdiler.
Ama en vahimi, giderek korkuncu Cumhuriyet'te yazıldı. Mehmet Faraç adlı tanımadığım yazar, köşesinde yine Mustafa'yı, görmediğini itiraf ederek "Tehlikeli mesajlar veriyor," diye eleştirirken, hızını alamadı. Son haftaların güzel filmi Devrim Arabaları'na da giydirdi. Gerçi onu da görmemişti (ne gerek var canım!), ama yönetmeni Tolga Örnek, "Darbe günlükleriyle ortalığı karıştıran, son olarak da kamulaştırma parasını tahsil etmek için Tayyip Erdoğan'ın devreye girmesini sağlayan eski deniz kuvvetleri komutanı Özden Örnek'in oğlu," imiş.
Peki ama, bir filme bakarken, bir sanat eserini yorumlarken, yönetmenin babasının neler yapıp ettiğini söz konusu etmek neyin nesi oluyor? O baba çok daha korkunç işler yapmış da olabilirdi, hırsız ya da katil de olabilirdi. Oğlunun günahı ne? O film yapıp duruyor: Hititler, Gelibolu, Devrim Arabaları. O gazetedeki dostlarıma içtenlikle soruyorum: Bu çirkin ve çağdışı tavır Cumhuriyet'e yakışıyor mu?
Öte yandan, Atatürkçülüklerine toz kondurmayan kimileri, filme karşı kesin tavır aldılar. Kimi gördüklerinin içindeki kimi ayrıntılara büyüteçle bakarak, özü gözden kaçırarak... Kimi zamansa hiç görmeden, sadece yazılıp çizilenlere kulak kabartarak... Ata'yı gerçek kişiliğiyle, onu insan yapan tüm özellikleriyle öğrenmeye çalışanlar, kusura bakmasınlar ama bu olayda o gardırop Atatürkçülerinden daha iyi sınav verdiler.
Ama en vahimi, giderek korkuncu Cumhuriyet'te yazıldı. Mehmet Faraç adlı tanımadığım yazar, köşesinde yine Mustafa'yı, görmediğini itiraf ederek "Tehlikeli mesajlar veriyor," diye eleştirirken, hızını alamadı. Son haftaların güzel filmi Devrim Arabaları'na da giydirdi. Gerçi onu da görmemişti (ne gerek var canım!), ama yönetmeni Tolga Örnek, "Darbe günlükleriyle ortalığı karıştıran, son olarak da kamulaştırma parasını tahsil etmek için Tayyip Erdoğan'ın devreye girmesini sağlayan eski deniz kuvvetleri komutanı Özden Örnek'in oğlu," imiş.
Peki ama, bir filme bakarken, bir sanat eserini yorumlarken, yönetmenin babasının neler yapıp ettiğini söz konusu etmek neyin nesi oluyor? O baba çok daha korkunç işler yapmış da olabilirdi, hırsız ya da katil de olabilirdi. Oğlunun günahı ne? O film yapıp duruyor: Hititler, Gelibolu, Devrim Arabaları. O gazetedeki dostlarıma içtenlikle soruyorum: Bu çirkin ve çağdışı tavır Cumhuriyet'e yakışıyor mu?
Haberin fotoğrafları
İLİŞKİLİ HABERLER
Yayın tarihi: 7 Kasım 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/07/cm/haber,442F08EF48F041A8A01AE47F370A6833.html
Tüm hakları saklıdır.
Yaşam Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Künye | Bize Ulaşın
 |
Copyright © -2008 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|