Ayrıntılara takılmadan

F.Bahçe nihayet sezona anlam kazandırmaya karar verdi. Arsenal ve G.Saray 'fiyakalarını' havada bırakmamak adına alınması gereken bir galibiyetti. Ankaraspor sıralamada üstlerinde kalıyordu ve yarışın içine tekrar iddialarını koymak için kayıpsız serinin ikinci maçına çıktılar.
Maçın gövde gösterisini rakip yaparken, top ayaklarda hızlı hızlı dolaşırken, Yunus Yıldırım bir penaltıyı, yardımcısı da bir ofsaytı atladı. Önceki haftalarda alamadığı penaltılardan yakınan Fenerbahçe, mazereti bu kez rakibine devretti. Sıkıntıların yoğunlaşabileceği dakikada iki usta, Deivid ve Roberto Carlos bir duran toptan ilk golü yarattılar. Ankaraspor'un alan savunmasındaki çatlağı fark etmeleri çok uzun sürmedi.
Alex'in eksikliğinde hücum kalitesinin geçirdiği erozyon sonrasında golün nasıl olduğu önemli değil aslında. Ama bu şartlarda Semih'in de arka adalesini tutarak kenara taşınması dertlerin başladığı nokta oldu. Düşünsenize,
Fenerbahçe, Guiza'dan medet umar haldeydi. Aragones, İlhan Parlak ve Kazım'ı kulübeye bile çağırmamış, rakip ceza alanında oluşturması gereken kalabalık görevini tek başına Uğur Boral'a bırakmıştı.
Yine bir duran topta Carlos maçın hükmünü verdi. Fenerbahçe iyi bir takıma karşı, 'büyük futbolcularla' oynamanın farkını tadıyordu. Bol sıfırlı sözleşmeleri imzalayanlardan beklentiler de buydu; "Oyun kötü olabilir, ama siz farkınızı gösterin." Büyük takımın değişmez düsturunda, Roberto Carlos bu maçta üstüne düşeni yapıyordu.

ANKARASPOR ÇARESİZDİ
Gollerin atılmasıyla birlikte F.Bahçe'nin en iyi yaptığı bölüm sahne aldı. Lugano hatasız geçiyordu dakikaları. Josico ve Selçuk ise boşluk bırakmıyorlardı. Ankaraspor risk aldıkça, pasları dikine kullanmaya çalıştıkça top kayıplarını arttırdı. Kendi alanında bekleyen rakibini aşabilecek kaliteden yoksun olmanın, çaresizliğini yaşadılar.
Bu maçı sonuç olarak önemsiyorsanız (ki bence doğrusu bu) ayrıntılara pek takılmadan, kapanan veya korunan puan farkının altın değerinde olduğunu biliyorsunuz demektir.
Devre arasına kadar kayıpsız geçilecek bir seri, belki de o günlerde yapılacak radikal bir müdahale sonrasında, F.Bahçe'nin ofansif kalitesine de kavuşmasına neden olur. Kim bilir; olur mu olur!