Kürkün etiği var mı?
Ayşe Ferhangil
13.09.2008
Kürk bu sezon her zamankinden daha gözde, her zamankinden daha dikkat çekici. Zaman, hayvan haklarına saygı zamanı olsa da modacılar bu seksi materyali kullanmadan edemiyor. Peki kürkün etiği var mı, kimler bu konuda sa¤duyulu davranıyor?..
Kış sezonu dergilerine göz gezdirenler, modayı birazcık olsun takip edip bu kış ne giyeceğimizi merak edenler fark etmişlerdir: Kürk her yerde. İşin piri mertebesine ulaşan ve 'Kürk bizim pırlantamız,' açıklamasını yapan Fendi'den Prada'ya, Louis Vuitton'dan Oscar de la Renta, Alexander McQueen ve Marni'ye kadar 400'ü aşkın moda evi utanmadan, çekinmeden koleksiyonlarına kürkü katıyor hatta 'tüylü' modellerini reklam kampanyalarına bile taşıyorlar. Moda dergileri çekimlerinde hatta kapaklarında kürk giyen modeller kullanıyor. Fransız Vogue dergisi bununla da kalmıyor, sayfalarına, kürk giyen modellerin PETA (Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler Derneği) göstericilerinin üzerine yürüdüğü, onlara hareket çektiği kareleri boy boy dergi sayfalarına taşıyor. Anlayacağınız '2000'lerde soyu tükendi,' dediğimiz, "Bu kadar sağduyusuz bir akım bir daha moda olamaz," diye düşündüğümüz kürk geri dönüyor. Hem de ne geri dönmek. Peki 'sağduyu' çağını yaşadığımız, çevremizdekilere, dünyaya, sisteme saygı gösterdiğimiz böyle bir dönemde nasıl oluyor da hayvanlara acı çektiriyoruz? Hani Tom Ford yeni lüksün dünyaya ve başkalarına zarar vermeden elde edilen lüks olduğunu açıklamıştı? Bu ne perhiz ne lahana turşusu? Modacılar 'etik' kürkün arkasına sığınıyor. Peki kürkün etiği var mı? Moda dergilerine verilen bir ilanda, olduğu yazıyor. Kürk Federasyonu'nun yeni oluşumu 'Origin Assured' (Kaynağı Belli), üzerine OA işareti konulan kürklerin, av kanunlarının yürülükte olduğu ülkelerden geldiğini tescilliyormuş. Yani bu kürkler yasal yollarla elde ediliyor, kaçak avcılığı arttıracak ortam hazırlamıyormuş. Bu konuda her ne kadar objektif davranmaya çalışsam da olmuyor. Sağ olsunlar bu kurumlar yasa dışı avlananların ürünlerini kullandırtmamak, sektördeki haksız rekabeti bitirmek için 'uğraşıp, didiniyorlar' belki ama Kanada'da kürklerine zarar gelmesin diye kafalarına çekiçle vurulan 12 günlük yavru fokları avlamak yasa dışı sayılmıyor! Kürk Federasyonu'nun açıklamasına göre 2006 yılından bu yana satışlar yüzde 40 oranında artmış. Ve sadece geçen yıl 15 milyar dolar değerinde kürk satışı gerçekleşmiş. Bunun kaç milyar hayvanın hayatına mal olduğunu bir düşünün! PETA'nın belgelerine göre Amerika'da satılan bu 'süper lüks' ürünün yarıdan fazlası Çin'den ithal ediliyor. Kürklerinin hangi hayvana ait olduğunu açıkça belirtmeyen Çinli üreticilerin milyonlarca kedi ve köpeği bazen sopayla, bazen asarak, bazen kanını akıtarak, bazen de hayattayken derisini yüzerek öldürdüğü sır değil. Hunharca değil mi? Peki katı yasalarla sınırlandırılan 'etik' çiftliklerde ne yapılıyor? Hayvanlar vücutları büyüklüğünde kafeslerde tutuluyor, bazen boğuluyor, elektrik şokuyla, zehirlenerek ya da gaz verilerek imha ediliyor. Çiftlik sahipleri de 'Hayvanlarımız öldürüleceklerini bilmiyor, acı çekmeden tatlı bir uykuya dalıyor, mutlu ölüyorlar,' diye savunuyorlar kendilerini. Mutlu ölüm nasıl oluyorsa? Neyse, pazar gününüzü daha da karanlık hale getirmeyeyim, bu sektörde hem hayvan haklarına saygı duyan hem de lüks üretmeyi başarabilen modacılar da var. Stella McCartney'nin başını çektiği vegan modaevleri ve markaların tam listesine PETA'nın hazırladığı 'Merhametli Alışveriş Rehberi'nden ulaşabilirsiniz. Bu listedeki markalar sadece kürk değil hayvanların zarar gördüğü hiçbir ürünü kullanmıyor. İsteyenler www.peta.org adresine göz atsın.
Yayın tarihi: 14 Eylül 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/14/pz/haber,2FBEA579345C40EAA8B155E9F77A7FF8.html
Tüm hakları saklıdır.