Bir erkekle bir kadın, çok sıkı dostluk kurabilir mi? Ve bu dostluğa fesat karışmadan ilişkilerini yürütebilirler mi? Daha mı açık yazmalıyım acaba? Yani diyorumki sevişmeye meyletmeden, 'birbirlerine' âşık olmadan, beklenti içine girmeden, bu dostluklarını yürütebilirler mi? Abesle iştigal sorular bunlar, tabii ki yürütürler. Üstelik her zaman savunurum kadın-erkek dostluğu, tadından yenmez, kale gibi olur, hiç kimseler yıkamaz. Pekiii... Evli bir erkekle bekâr bir kadın dost olunca, neden ille de kadına potansiyel metres gözüyle bakılır? Hatta ne potansiyeli... Adamın karısı dahil, hemen herkes bu işe tilt olur, dedikodu çarkı acilen kurulur, vurun kahpeye düzeneği hızla harekete geçer vs. Gerçi bu durumda sanırım kadının yani eşin kıskançlığı, kocasının bir başka kadınla kurduğu arkadaşlığıdır. Yani aralarında bir ilişkinin, aşkın var olduğunu düşünüp tırnaklarını kemirmez. Kocasının onunla paylaşmadığı bir yönünü bir başka kadına sunmasına çok içerler. Çünkü dostluk denilen şahane kurumda şefkat vardır, anlayış vardır, paylaşma vardır, kötü zamanlarında destek olmak vardır. Haa diğer sancılı kurumda, yani evlilikte bütün bunlar yok mudur? Eh vardır elbet, ama bunlar karı-koca için artık zorunlu hareketlerdir. Ve bir kalp ancak gönüllü sunulursa makbuldur. Kadınlar bunu bilir. Bildikleri için de kocalarının bir kadına olan dostane düşkünlüğüne çok ama çok gücenir. Bu yüzden Osman Yağmurdereli'nin eşinin, bir gazete ilanından sonra verdiği sert tepkiyi ve reddedişi çok iyi anlıyorum. "Benim kocamın böyle bir kadınla arkadaşlığı yoktu, olsa bilirdim," diyor. Bilemezdi. Çünkü erkekler ancak, çapkınlık yapmaya kalktıklarında kolayca enselenirler. Bu başka bir şey... Gizli kapaklı olmadığı için gizlemesi kolaydır! Ve evlilik, yalnız aşkı değil arkadaşlığı da öldürdüğü için, tüm bu yakınlaşmalar, başka insanlarla paylaşımlar, kaçınılmazdır.
Bugünkü Tüm Yazıları
Kocamın dostu, benim düşmanım
Yayın tarihi: 10 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/10/pz/ozicer.html
Tüm hakları saklıdır.