Bu kadarı tesadüf müdür bilinmez ama benim bütün yakın arkadaşlarım aynı burçtandır. Bir 'yengeç' kolonisiyle birlikte yaşıyorum ben. 22 Haziran'la bir başlıyorlar 23-24-25-29-30 diye haziranı bitirip, bir de üzerine temmuza geçiyorlar. Hani astrologlara kalsa aslan-yengeç pek de öyle sarmaş dolaş yaşayacak bir ikili değildir, ama bende resmen bir yengeç mıknatısı var. Sevgili olarak değil ama dost olarak her zaman başımın tacı oluyorlar. İşte o yengeç dostlarımdan birinin geçenlerde doğum günü kutlaması vardı. Kendisi erkek cinsi... "Ne alsam ne alsam?" diye düşünürken "Hah," dedim, "kendisinin en tercih etmeyeceği şeyi satın alıp, hayatına bir renk katayım!" Hemen siyah şıpıdık bir parmak arası terliği kaptığım gibi koştum partiye... Biliyorum paketi açınca önce çok gıcık olacak. Hemen her fırsatta, bir erkeğin parmak arası terlik giymesinin hafiflik olduğunu söyler durur çünkü. Netekim beklediğim oldu. Paketi açınca dondu kaldı. "Bak şekerim," dedim, "paketin içinde değiştirme kartı var, ama eğer değiştirirsen, seni öldürürüm. Giyeceksin, o kadar!'' "Tamam tamam," dedi sustu. (Aslan kükremesine karşı yengeç munisliği... İşte sır burada sanırım.)
ALINGAN MİLLETİZ Fakat şu "Erkek adam onu giyer, bunu giymez," meselesi bazen bu kadar hafif atlatılmıyor. Sanki üzerimizdeki giysiler belirleyecek cinsiyetimizi... Bir de alıngan milletiz ki, sormayın! Gözünün üstünde kaşın var lafı, bu memlekette cinayet sebebi.. Gaziantep'te bir olay yaşanmıştı hatırlar mısınız? Adamın biri dükkânının önünü yıkıyormuş. Nereden bulduysa artık, ayağına kadın terliği geçirmiş. Ayakkabıları ıslanmasın diye dükkânda çalışan bir bayan elemanın terliği miydi artık her ne idiyse... O sırada yanından geçen bir arkadaşı da "Ne o len? Kadın terliği mi giyiyorsun?" deyip aklınca boş bir espri yapmış. Normal insanların ciddiye almayacağı bir laf, bazı kafalarda cinayet işleme güdüsü yaratabiliyor işte... Bu olayda da öyle olmuştu. Ağız dalaşı kavgaya dönmüş, işin içine başkaları girmiş ve zayiat bile verilmişti.
- "Rahmetli neden öldü?"
- "Arkadaşına terlik şakası yaptı!"
Şimdi şöyle bir düşünüyorum da demek benim şu an hayatta kalmam bir şans. Çünkü evime gelen erkek arkadaşlar bilirler, erkek terliği yoktur bende... Zaten eve gelen hiç kimseye de ayakkabı çıkarttırmam ben. İsteyen kendi çıkarırsa çıkarır. Neyse işte öyle durumlarda, bir adet büyükçe terliğim var, terlik isteyen beylere onu veriyorum. Yalnız terlik portakal renkli, peluştan ve üzerinde renkli çiçekler bulunuyor! Fazla feminen bir parça yani... Terlik arayan ayaklara bu çiçekli şeyleri her uzattığımda "Kusura bakma en büyük terliğim bu," açıklaması yapardım ki artık yapmıyorum. Çünkü o süslü şeyler öyle ünlü ve popüler oldular ki, her gelen erkek misafirim, özellikle ayakkabısını çıkartıp o terliği istiyor. Ama işte içlerinden biri asabiyet yapıp, "Ben nonoş muyum uleyyn?" deyip 'sünsüğü alnımın çatına' indirebilirmiş demek ki... Ucuz kurtulmuşum!
Yayın tarihi: 6 Temmuz 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/06/pz/haber,EE39EB7DA65E4B0089F5119391567636.html
Tüm hakları saklıdır.