I Will Survive isimli şarkıdan oldum olası nefret ettim, tiksindim, şarkıyı çalan mekânlardan koşarak uzaklaşmak istedim, ama yapamadım, kulaklarımı tıkasam olmadı, bu kâbus bitmedi bitmedi bitmedi. Çünkü nedense hem DJ'ler hem de yeni gelen 'nesil'ler bu şarkıya sülük gibi yapıştı kaldı. Yahu biz yeni yetmeydik, Çeşme 9.5 Disco'da bu şarkı çalardı. Çalmakla kalmazdı, bütün terk edilmiş, terk edilme acısını da hâlâ gani gani içinde yaşayan, fakat bir yandan da bunu çaktırmamaya çalışıp "Yok valla yıkılmadım ayaktayım, çok da rahatım, sen beni kaybettiğine yan," pozlarında avaz avaz bağıran kadınlar etrafı sarardı. Büyüdük, ben eşşşek kadar kadın oldum, hâlâ bu şarkı hem Çeşme'de hem her yerde aynı acınacak pozu kesmeye çalışan kadınlarca rağbet görmekte... Yahu ne var halbuki, insan sevgilisinden ayrılınca üzülür. Hele 'terk edilen' tarafsa, kahrolur. Hele hele 'aldatılansa' yataklara düşer, ince hastalığa bile tutulur. Bunda da utanacak bir şey yoktur. O kalbi kıran utansın! Kırılan da tadını çıkara çıkara yasını tutsun. O zehir başka türlü akıtılmaz çünkü... Ayrılık acısı, ölüm acısıyla eşdeğermiş biliyor musunuz? Ve bu tip büyük travmalarda insan üzüntüsünü, acısını ne kadar belli etmemeye çalışırsa, ciğerini yakan kor o kadar canlı kalırmış. Yası ertelemeyeceksin yani. İçinden yerde sürünerek ağlamak, tepinmek, isyan etmek geliyorsa, yapacaksın. Ki irin kurusun, yara daha kolay kapansın. Yani yok öyle "Terk edildim ama acımadı kiiii acımadı kiiiiii," palavraları... Bu yüzden özellikle kadınların bu şarkıyı sağ el havada avaz avaz söylemeleri bana çok acıklı gelmiştir doğrusu. Neyse, gelelim sadete... Bu
I Will Survive denen şarkıyı zaten kanım almazdı, ama ne yazık ki artık bana üç insanın ölümünü de hatırlatmakta. Antalya'daki köpük faciasının görüntülerini izlerken hem gördüklerime hem kulaklarıma inanamadım. Bir kere en başta, şu köpüklü eğlence saçmalığı nedir, biri bana anlatsın? Erkeklerin banyo fantezisinin bar ortamındaki tezahürü müdür? Oysa hem çok tehlikeli hem de çok demode bir eğlence! Hatırlıyorum da yıllar önce Bodrum'da böyle köpüklü bir bar ortamında, bir arkadaşım kayıp düşmüş, elindeki kadehin kırılmasıyla ciddi şekilde yaralanmıştı. Dikişlik olmuştu eli... Gel gör ki Antalya'nın 20 yıl öncesinde kalmış eğlence anlayışında şu köpük işi hâlâ pek revaçta. O facianın yaşandığı gece çekilen görüntülerde fark ettiniz mi bilmiyorum, sağda solda küçücük çocuklar koşuşturuyordu, otel müşterilerinin çocukları belli ki... Peki o saatte o barda o çocukların ne işi vardı acaba? Ve fonda bizim uğursuz şarkı. Yerde üç cansız beden... İnsanlar sonuçsuz kalacak bir kurtarma çabası içindeler. Çığlıklar, karmaşa, köpüklerin içinde üç genç insanın cesedi... Arkada;
I Will Survive... Çok can sıkıcıydı çok... Şu şarkı benim güzel hatırım ve ruh sağlığım, o köpük kıroluğu da insanların can sağlığı için yasaklanmalı kardeşim... Acilen.
Yayın tarihi: 27 Temmuz 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/27/pz/haber,700319A4ECB743D5BF9EE1307439A563.html
Tüm hakları saklıdır.