Türban meselesinin etrafında
çok taraflı olarak süren kavganın tozdumanından son derece önemli bazı gelişmeler gözden kaçıyor. Türkiye'nin geleceğini, huzurunu ve istikrarını etkileyen en önemli konuda yani Kürt meselesinde belli ki
güvenlik bürokrasisi ve hükümet bir uzlaşma yolunda mesafe almaya başlamışlar. Bunun ötesinde Türkiye-Irak savaşının beşinci yılında nihayet yeni şartların gerektirdiği değerlendirmelerle açılımlarına başlıyor.
Bu gelişmelerin önemini küçümsemek mümkün değil. Hükümet bir taraftan Irak ve kuzey Irak Kürtleri'yle
ilişkileri derinleştirecek adımları atıyor. Irak'ın güneyinde konsolosluk açarak ülkenin yeni siyasi gerçeklerine uygun bir hamle yapıyor. Yani Irak'ın tümüyle olan ilişkilerini yalnızca Bağdat üzerinden götüremeyeceğini kabul etiği gibi bölgede varlığıyla etkili olma arayışına da giriyor. Benzer şekilde kuzey Irak Kürtleriyle, daha doğrusu Kürdistan bölgesel yönetimiyle ilişkilerde de daha önceki tanımama siyasetinden uzaklaşılacağına dair işaretler var.
Diğer yandan da Kürt meselesiyle ilgili planlar anlaşıldığı kadarıyla geliştiriliyor veya uygulamaları için zemin aranıyor. Bu hamlelerin ABD ile Türkiye'nin PKK'ya darbe vurulması konusundaki mutabakatından bağımsız olarak değerlendirilemez. Başbakan Erdoğan'ın 5 Kasım'da ABD Başkanı ile yaptığı ziyaretin sonuçları
lahana yaprakları gibi açılıyor aslında. Belli ki ABD'nin Türkiye-PKK-Irak Kürtleri ilişkisinde açıkça ve
güçlü bir şekilde Türkiye lehine ağırlığını koyması daha kapsamlı bir mutabakatın ilk adımı.
Kürtler'le ilişkiler değişecek Buna göre ABD'nin PKK'ya yönelik operasyonlara destek vermesinin ardından Türkiye'nin Irak Kürtleri'yle daha farklı bir ilişki geliştirmesi gündeme gelecek. Amerikan basınında son dönemde çıkan haberler geçtiğimiz yıllara kıyasla Kürtlerin Irak denkleminde
Washington açısından öneminin azaldığı yönünde. Ancak Washington'un daha önceki dönemlerde yaptığı gibi Kürtleri ortada bırakmayacağı da anlaşılıyor. Bu durumda Türkiye ile Irak Kürtlerinin ilişkilerinin normalleşmesi, ekonomide bağların güçlenmesi bölgesel entegrasyon açısından Amerikan çıkarlarına da uygun gözüküyor.
Mutabakatın Türkiye ulusal siyaseti ayağında ise Kürt meselesiyle ilgili bir
reform paketinin uygulamaya konması var. Ondan önce ise adı ne şekilde konulursa konulsun PKK'nın tasfiye edilmesi için bir eve dönüş paketinin yürürlüğe girmesi gerekecek.
Cuma günkü Taraf gazetesinde Yasemin Çongar'ın verdiği çok önemli bir haber vardı. Habere göre Türkiye'nin güvenlik bürokrasisi ile hükümet bu geniş mutabakat çerçevesinde atılacak adımlar konusunda kendi aralarında da anlaşmışlar. Habere göre devlet yetkilileri Barzani ve PKK yetkilileriyle gayriresmi görüşmeler yapmışlar. Irak devlet başkanı Celal Talabani'nin yanına Neçirvan Barzani'yi de alarak Türkiye'yi ziyaret etmesi bekleniyor. Bunun yanısıra, Türkiye Erbil'de de bir konsolosluk açacak. PKK'nın dağdan indirilmesi konusunda da henüz sonuçlandırılmamış
dört aşamalı bir planın varlığı Çongar'ın haberinde belirtiliyor.
Türkiye Basra ve Erbil'de temsilcilik açarak, Kürdistan bölgesel yönetimi ile normal ilişki kurarak ve PKK meselesinin halli için gerekli siyasi adımları atarak bölgesel politikada rahat hareket etme imkanını da kazanacaktır. Hükümet, ABD'nin de destek verdiği anlaşılan ancak ülke içinde çeşitli boyutları
sert bir muhalafetle karşılaşacak planlarını uygulayabilirse Türkiye'nin önü de kuşkusuz açılacaktır. Yasemin Çongar'ın değerlendirmesiyle "Kürt çözümü" Türkiye'nin pek çok kilidinin de açılması anlamına gelecektir.
Yayın tarihi: 10 Şubat 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/10//haber,DBAA68DF7793475BB11EE4D9248646F7.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.