81 ilin 80'inden milletvekili çıkaran bir parti. Milletvekili getirmediği tek il Tunceli'de oylarını iki kat artıran bir parti. 69 ilde birinci, 10 ilde tulum çıkaran bir parti. 22 Temmuz seçiminin AK Parti açısından bilançosu böyle. Peki AK Parti, merkez partisi mi? Aslında hayır. Çünkü alışılagelmiş merkez kavramı değişiyor. Siyasette yeni bir merkez inşa ediliyor. İnançlarından ötürü dışlanmayan, yaşam tarzında muhafazakar ama ikili ilişkilerinde liberal, küreselleşmeyi olgu olarak kabul eden, yabancıya açık, ulusal duyarlılığı yüksek, istikrara inanan, insan haklarına saygılı, güven ortamında büyümeye prim veren geniş halk kitleleri AK Parti'de toplandı.
Ancak bu merkez oynak bir merkez. Halkın güveni iyi yönetilemezse blok olarak kayabilecek bir merkez. Belki de bu yüzden AK Parti kurmayları, korkuları tetiklemeden, devletin temel değerlerini sarsmadan değişimi hedefliyor... Gelin görünki AK Parti'nin asıl seçim başarısı, Güneydoğu'da gösterdiği performansta gizli. Bölge illerinde AK Parti ve bağımsızlar dışındaki siyasi oluşumların netice alamaması çok önemli. Bu tablo gösteriyor ki AK Parti, ülkenin barış içinde birarada yaşamasının sigortası. Ermeni, Rum, Süryani tüm vatandaşların AK Parti'de buluşması, Batı illerine göç eden Kürt kökenli vatandaşların AK Parti'yi tercih etmesi üzerinde durulmaya değer gerçekler.
Mikro reform bütçesi Siyasi sahadan ekonomiye gelindiğinde ise yapılacak çok iş var. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın, "Dolaylı vergilere yüklenmeden harcamalar kısılsın" uyarısına rağmen hâlâ bir marj var. Seçim nedeniyle bazı harcamaların öne alındığı savı doğruysa, bütçe hedeflerine ulaşılması kaydıyla Merkez Bankası ayrıca para politikası önlemi almaya gerek duymayacak. Zaten bu noktadan sonra bürokratların çalıştığı konu 2008 Yılı Bütçesi. Çünkü hükümetin üç önemli vaadine kaynak bulunması gerekiyor.
1-Sosyal güvenlik primi 5 puan düşürülecek. 2-Turizmde KDV indirilecek. 3-Emekli aylıklarına özel zam yapılacak. Sadece bu üç düzenlemenin maliyeti 3 milyar dolardan fazla. Ayrıca önümüzdeki yıl Genel Sağlık Sigortası'na geçilirse oluşacak ek fatura bütçeden karşılanacak. İşsizlik Sigortası Fonu'ndan mesleki eğitime pay ayrılması, teknoloji şirketlerine sermaye desteği verilmesi, genç ve kadın işsizlere iş kurma kredisi açılması gibi sözler de dikkate alınırsa 2008'in zorlu bir yıl olacağı açık.
Ancak Hazine ve Devlet Planlama Teşkilatı'ndaki çalışmalar, 2008'in bir ge çiş yılı olacağını gösteriyor. Maliye, 2009 ve sonrası için denk bütçe planlıyor. Mayıs 2008'de sona erecek IMF programının yerine geçecek model de şekilleniyor. Gelecek yıl hem yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla hedefi korunacak hem de faiz dışı harcamalara gösterge niteliğinde üst sınır getirilecek. Bu sayede IMF ile tıpkı 1998'deki gibi Yakın İzleme Anlaşması'na zemin yaratılacak. IMF'nin mali desteğini içermeyen bu program, bütçenin faiz dışı harcamalarına ve parasal göstergelere limit getirilerek sürdürülecek. Tabi bu arada sanayinin yapısal dönüşüme ayak uydurması beklenecek. Öyle ki bugün yapılacak TİM Genel Kurulu'nda eleştiri oklarına hedef olması beklenen AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Şimşek'in "Tekstil gibi geleneksel sektörlerden çıkılması" önerisinin bile soğukkanlılıkla tartışılması gerekecek.
Sözün özü... İçe kapanan, yenilikçi olmayan önce duraklar, sonra tasfiye olur.
Yayın tarihi: 30 Temmuz 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/30//muderrisoglu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.