Oyakbank'ın satışı, bankacılıkta yabancı payı tartışmasını yeniden alevlendirdi. Türkiye'nin en büyük 10 bankası içinde yabancı hissedarı bulunmayan bir tek Ziraat Bankası kaldı. Finansal sektörün yüzde 42'si "hâkim ortak, stratejik ortak veya borsadan ortak" şeklinde küresel sermayenin eline geçti. Peki, bu süreç tehlikeli mi? Bu soruya, taban tabana zıt yanıtlar bulmak mümkün. Belki de bu yüzden BDDK'nın, yabancıların performansını özel bir rapora bağlaması gerekiyor.
Çünkü Mayıs 2006'daki çalkantı dönemi, yabancı bankaların sınırda sermaye yeterliliği ile çalıştığını, sermayelerinin diğerlerine göre daha hızlı aşındığı, uyarılar üzerine aynı hızla telafi edildiğini gösterdi. Banka ve kredi kartları ile ilgili düzenlemeyi en fazla ihlal edenler içinde yine yabancılar ön sıralarda. Örnekler çoğaltılabilir. Ancak konuya bir de hükümet penceresinden bakmalı. Devlet Bakanı Ali Babacan, küreselleşmeye sonuna kadar inanan bir isim. Her türlü sınırlamaya karşı. Lakin bu görüş, kabinede aynı ölçüde paylaşılmıyor.
Polonya üzerinden uyarı İki hafta önce gerçekleşen Bakanlar Kurulu'nda BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, bankacılık brifingi verdi. Bakanların bir dizi sorusuna, sektördeki 'yabancı payı' damgasını vurdu. Örneğin, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen,
Polonya'da yabancı sermayenin mali sektöre hakim olduğunu (yüzde 69) hatırlatıp, "Yabancı bankalar hem içeride hem de dışarıda teminat mektubu vermeye nazlandıkları için Polonya müteahhitlik sektörü artık yok. Bu gelişmelerin farkında mısınız?" diye sordu. BDDK Başkanı, "Biliyoruz" demekle yetindi. Yabancıların, Türkiye'de yeterli olmayan sermayeyi getirdiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise Yunan bankalarının Balkanlar'da etkin olduğuna değindi ve Türk bankalarının da yakın coğrafyada faaliyet göstermesini istedi.
Gündem sırası nasıl değişti? BDDK Başkanı Bilgin bakanlara, finans sektöründeki gelişmeleri anlatırken annesinin vefatının üzerinden henüz 24 saat geçmişti. 10 Haziran'daki cenaze töreninin ardından Bilgin, 11 Haziran pazartesi günü zorlu sınava girmeyi göze aldı. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, "Tevfik Bey başınız sağolsun. Acınız taze. İsterseniz gelmeyin. Kabineye ben bilgi veririm" önerisinde bulundu. Bilgin, "Annemi defnettik. Bu, devlet görevi. Gelip, görevimi yerine getireyim" dedi. Kabine Bilgin'e başsağlığı dilerken Bakanlar Kurulu'nun müzakere gündemi de değiştirilerek bankacılık sunuşu öne alındı. Siyasette özlem duyulan nezaket, bürokrasiden esirgenmedi.
Yayın tarihi: 25 Haziran 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/25//haber,8346750101724618AAB5D6FA24195F75.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.