Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in, 22 Temmuz Genel Seçimi'nde milletvekili adayı olmama kararı çok yönlü tartışılıyor. Siyasetin zirvesindeyken Şener'i bu sürpriz kararı almaya yönelten gerekçeleri analiz edebilmek için 1991 yılına kadar gitmek gerekiyor. Birinci nokta, Refah Partisi saflarından siyasete atılan Şener, belki de hayatındaki en belirleyici kararı Maliye Bakanı olduğu 1996 yılında ve RP'nin kapatılması sonrasında verdi. Eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın hiyerarşik ilişkiye dayalı karizmasının gölgesinde icraat yapmak zorunda kalan Şener, muhtemelen o tarihte kendisi gibi yaşamayı ve inandığı fikirlerle varolmayı benimsedi. Dolayısıyla Ak Parti iktidarında, "aykırı" gibi algılanan açıklamalar, aslında Şener'in gerçek kimliğini yansıtıyordu.
-
İkinci nokta, Şener'in 58. ve 59. Hükümet'teki fonksiyonundan kaynaklanıyor. Abdullah Gül Hükümeti'nde etkin çalışan Şener, Mart 2003'te kurulan Tayyip Erdoğan Hükümeti'nde dış kulvarda yarışmayı sürdürdü. Özelleştirme İdaresi'nin Şener'den alınışı, ekonomide koordinasyonun fiilen Bakan Ali Babacan'a emanet edilişi Şener açısından yeni sorgulamaları başlattı. Ezberci IMF reçetesi ile Türkiye gerçeklerinin yüzleştiği bu kavşakta Şener, ulusal çizgiye çekildi.
-
Üçüncü nokta, Şener'in toplumun tüm kesimlerini kucaklama çabası idi. Bu duruş, üç önemli olayda belirginleşti. Danıştay saldırısının ardından Kocatepe Camii'ndeki cenaze töreninde, öfkeli kalabalıkların arasından sorunsuz geçebilen tek bakan Şener'di. 14 Nisan Tandoğan Mitingi ile başlayan yeni dönemde, meydanların mesajını iyi okumak gerektiğini söyleyen de O idi. Nihayet 27 Nisan Genelkurmay Bildirisi'nin şoku devam ederken, televizyonlara çıkıp konuşabilen, hükümetin havasını kamuoyuna yansıtan isim yine Şener'di.
-
Dördüncü nokta, ekonomik cephedeki gelişmelerde düğümleniyor. Küresel sermayenin niteliğini gündeme getiren, bankacılıktaki yabancı payına dikkat çeken Şener'di. Galataport İhalesi'ni ve Tüpraş'ın yüzde 14.76 hissesinin satışını siyasi vicdana sığdıramayan da Şener'di. Dalgalı kurun, gümrük birliğinin tartışılmasını isteyen de Şener oldu.
-
Beşinci nokta, Şener'in siyaset etme biçiminde gizli. Siyasetin, güç elde etme, rant dağıtma mekanizması olarak algılandığı bir ülkede Şener, devletin doruklarından bir adım kenara çekilirken, partisini yıpratmadan, gidişatın iyi olmadığını göstererek özlenen siyasetçi portresi çizdi.
-
Altıncı nokta, Şener'in halkla iç içe yaşamasına odaklı. Yıldız Mahallesi'nde kiralık evde oturuyor ve bakan maaşı ile geçiniyor. Zaten halktan biri gibi yaşadığından, bakanlık koltuğunu bırakması Şener'de imtiyazları kaybetme duygusu yaratmıyor.
-
Yedinci nokta, Şener'in okuma kültüründen yansıyor. Şener, bilim adamlarına taş çıkartırcasına değişik fikir akımlarının ürettiği eserleri okuyor. Bu sayede, farklılıklara açık zihin yapısıyla eleştirileri olgunlukla karşılayabiliyor.
-
Sekizinci noktada, Şener'in "Kafkasya kökeni" var. Şener, genetik şifresinden aldığı sinyalle devletin varlığını ve önemini hep gözetti. Kurumlarla çatışmadı. Kurumsal hesaplaşmayı, meşru zeminlere bıraktı.
-
Dokuzuncu nokta, Şener'in bürokrasiye bakışını ön plana çıkarıyor. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ün dediği gibi Şener, bürokratlara baskı yapmadı, işbirliği bekledi. Hatta bir bakan, "Siyasetçi değil de Şener'in bürokratı olmak varmış" demekten kendini alamadı.
-
Onuncu nokta, kırılma noktası. Şener ismi, cumhurbaşkanı adaylığı için parti tabanına iletilen listede yoktu. Oysa eşinin başörtüsü sorun yapılmadan sağdan ve soldan destek alan bir siyasiydi. Köşk yolundan uzaklaşan Şener, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin iyi yönetilemediğini düşündüğü gibi iktidarın askeri bildiriyle malul olmasını içine sindiremedi.
Sözün özü... Şener'in verdiği mesajlar damardan gidiyor ve hedefi buluyor.
Yayın tarihi: 4 Haziran 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/04//haber,485875639E094FF488E8C62BC833084F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.