Seçim süreci, ekonomi cephesinde bir dizi kritik kararın ertelenmesine yol açtı. Sosyal güvenlik reformu, elektrik dağıtım özelleştirmesi, istihdam üzerindeki yüklerin azaltılması gibi Tabi bu arada takvime bağlı bazı işler de yeni hükümete bırakıldı. IMF ile ilişkilerin geleceği, vergiyle ilgili bazı istinasların ne olacağı belirsizliğini koruyor. Özellikle spor kulüplerini zorlu günler bekliyor. Futbol deyince taraftarın gönlüne damgasını vuran Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor başta olmak üzere tüm kulüplerin vergi planlaması ile başı dertte. Öyle ki 31 Aralık 2007 tarihi, kulüpler için kabusa dönüştü. Bu tarihin önemi, transfer bedelleri üzerinden ödenecek vergide gizli. Çünkü sporcular aldıkları net ücrete bakıyor, ötesini kulüplere bırakıyor.
Görkemli ödeme, cüce vergi Geçtiğimiz hafta büyük kulüplerin yöneticileri Maliye Bakanlığı'nda idi. Gelirler kontrolörlerince kesilen vergi cezası için uzlaşma masasına oturdular. Hatırı sayılır indirimlere rağmen milyon YTL'yi aşan külfet doğdu. Tam da bu noktada, kulüplerin korkulu rüyası olan Gelir Vergisi Yasası akla geldi. İşin özü şu:
Sporculara yapılan ödemeler (transfer, prim vb.) ücret sayılıyor. 31 Aralık 2007 tarihine kadar bu ödemelerden yüzde 15 stopaj kesiliyor. Böylece sporcuların ücret gelirleri, artan oranlı Gelir Vergisi tarifesine girmiyor. Olayın rengi, 2007-2008 futbol sezonuyla değişiyor. Gelecek yıl, sadece futbolculara değil diğer profesyonel sporculara ödenecek transfer taksitleri ve primler için yüzde 35 vergi verilmesi gerekecek. Üstelik, sözleşmenin önceki yıllarda yapılması sonucu değiştirmeyecek. Bugünkünün 2.3 misli vergi ödenmesi zorunlu olacak. Kulüpler şimdilik bütçelerini yüzde 15 stopajın devam edeceği senaryosuna göre kuruyor. Sporcuların, beyannameye ve yüzde 35 vergiye yanaşmadığı biliniyor. Hal böyle olunca yük, kulüplerin sırtına biniyor. Yeni bir yasa çıkarılmadıkça kulüplerin, sporcularıyla karşı karşıya gelmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Kulüp dosyası aralandıkça bir gerçek daha ortaya çıkıyor. Bonservis bedeli! Maliye denetim elemanları "bonservis ödemesi vergiye tabi" görüşünde. Oysa Avrupa Adalet Divanı'nın 1995 yılındaki "Bosman Kararı"ndan bu yana sözleşmesi sona eren futbolcular için bonservis bedeli tarihe karıştı. Kulüpler, sözleşmesi devam eden sporcuları transfer etmek isterse "Dayanışma Tazminatı" ödüyor. Kayıtlara "Bonservis bedeli" diye yansıyan ödemelerden yüzde 20 Kurumlar Vergisi alınıyor. Dayanışma tazminatının ise adı üstünde tazminat olduğu için bu kapsama girmediği savunuluyor. İhtilaflı mali alan, akıllıca hareket eden kulüplerin lehine olabiliyor. Gençlerbirliği, bu açıdan iyi bir örnek oluşturuyor.
Sözün özü Şirketleşip halka açılan, milyonlara hitap eden, yüzmilyonlarca YTL'yi döndüren kulüplerin yeni bir mevzuata tabi olması gerekiyor.
Yayın tarihi: 18 Haziran 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/18//haber,64F19A1DE2A84822BF07F2EDDF3C9EAB.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.