Anayasa Hukuku Profesörü Zafer Üskül, Cumhurbaşkanı seçiminin nasıl olacağına ilişkin bir çalışma yapıp yollamış.
Prof. Üskül'ü tanırsınız. Sosyal demokrat bir bilim adamıdır. Siyasete de yakındır.
Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili tezleri, bazılarının hoşuna gitmeyecek türden.
Ve benim bu konuda daha önce yazdıklarımı teyit ediyor.
Üskül diyor ki, "Anayasa'ya göre TBMM'nin toplanabilmesi için 96. maddeye göre 'Anayasa'da başkaca bir hüküm yoksa TBMM üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır.' Anayasa'da TBMM'nin toplantı yeter sayısı ile ilgili başkaca bir hüküm yoktur. Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili 102. maddede de, seçimin yapılacağı toplantı için başkaca bir toplantı yeter sayısı öngörülmemiştir. TBMM İçtüzüğü de Cumhurbaşkanı seçimi için başkaca bir toplantı yeter sayısı öngörmemiştir. Çünkü içtüzükte başkaca bir toplantı yeter sayısının öngörülmesi Anayasa'ya aykırı olurdu."
Üskül'e göre toplanmak için üçte bir çoğunluk yeterli. Üskül, kafa karışıklığının nedenini de aktarıyor:
"Anayasa'nın 102. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesine göre 'Cumhurbaşkanı TBMM üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.' Maddenin 3. fıkrası okunmazsa, seçimin yapılabilmesi için üçte iki oy çoğunluğunun mutlaka sağlanması gerektiği düşünülebilir. Oysa 3. fıkra seçimin dört turda tamamlanması gerektiğini, ilk iki turda üçte iki, sonraki iki turda ise salt çoğunluğun aranacağını belirtmektedir. Ayrıca son tura en çok oy alan 2 aday katılabilecektir."
Üskül'e göre toplantı yeter sayısı ile karar yeter sayısı farklı kavramlardır ve bu nedenle de Meclis'in 367 ile toplanmadan Cumhurbaşkanı seçemeyeceğinin hukuki dayanağı yoktur.
Anayasa Mahkemesi böyle bir gerekçeyle yapılacak başvuruyu reddetmeye mahkumdur.
Bence de hukuku, Anayasa'yı zorlamaya gerek yoktur.
Demokrasilerde ise zorlamalar tam tersi etkiler yaratır.
Oysa su kendi yolunu bulur.