Fikret Mualla'yı bilirsiniz. Türk resminin önemli isimlerinden biridir.
Geçmişi çok da derin olmayan, bugün bile kayda değer ressam sayısı bir elin parmaklarını pek geçemeyen Türk resim sanatının kabul görmüş bir sanatçısıdır.
Bugün
Fikret Mualla tablolarının sahtelerini yapıp piyasaya sürerek geçinen
"bildik" isimler vardır.
Fikret Mualla tartışmasız bir büyük değerdir.
Fikret Mualla bir
"değer" olduğu için de, bir yapımcı
Mualla'nın hayatını filme almak ister.
Ve pek çok film yapımcısı gibi Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kapısını çalar.
Filmine parasal destek ister.
Her yıl pek çok filme destek olan Bakanlık bu talebi reddeder.
Gerekçe ise çok ilginçtir.
"Fikret Mualla'nın hayat hikâyesi kamu düzenine aykırıdır, Türk geleneklerine uygun değildir." Doğrudur. Genel geçer anlayışa göre
Fikret Mualla, dört dörtlük bir vatandaş değildir belki.
Bazılarınca
"kötü" denebilecek alışkanlıkları vardır.
Hayatı düzensizdir.
Ahlak abidesi de sayılmayabilir.
Ama
Fikret Mualla, Türkiye için
"önemli" hatta
"büyük" bir sanatçıdır.
Sanatçılar, sanatçılıklarıyla önem taşır.
Salvador Dali de
"üstün ahlakıyla"ün yapmamıştır ama büyük sanatçılığıyla bir ülkenin gururudur.
Gaugin ahlaksızlığıyla ün yapmıştır ama sanatıyla büyüktür.
Bugün simge olmuş pek çok büyük sanatçının durumu farklı değildir.
Ve bu sanatçıları içlerinden çıkaran uluslar onlardan utanmaz; onlarla gurur duyar.
Kültür Bakanlığı'ndaki işgüzar bürokratların yaptığı ayıptır.
Bu ayıptan bir an önce dönmek de, bu yaklaşıma katılmayacağından adım gibi emin olduğum Kültür Bakanı
Atilla Koç'a kalmıştır.
Yayın tarihi: 12 Nisan 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/12//haber,7A258C2C1403449B99EEEACEA8A58152.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.