SABAH - Mutfakta yine Ece var
kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mutfakta yine Ece var
Mutfakta yine Ece var
'Gençken herkes bana âşıktı...'
Yeni mekânını seyretmekten çalışmayı aksatıyor

Ece, Kuruçeşme'den Tarlabaşı'na taşındı

Ece Aksoy, kendi adını taşıyan Kuruçeşme'deki Ece Bar'ı sattı. Ama kısa bir süre sonra Tarlabaşı'nda açtığı yeni mekânında lezzet ve dostluk dolu yeni yıllara adım atıyor...


Mutfakta yine Ece var

Ece Aksoy, kendi adını taşıyan Kuruçeşme'deki Ece Bar'ı sattı. Ama kısa bir süre sonra Tarlabaşı'nda açtığı yeni mekânında lezzet ve dostluk dolu yeni yıllara adım atıyor....

- Gece hayatının en önemli isimlerinden Ece Aksoy'un yeni mekânına girdik ama tabela yok. Neden bu tutukluk?
- Benim ilk mekanımın adını dostlarım koymuştu, bana sormadan kapıya asmışlardı, ben de tabelada kendi ismimi görünce utanıp eve dönmüştüm. Şimdi de böyle bir süreç belki ama sonuçta önemli olan isim değil tabii... Şan Tiyatrosu'nun fuayesinde başladığım yıllardan bu yana, yani gayri resmi olarak 30 yıldır gece hayatının içindeyim. Ama ben artık o markayı sattım. Marka olan benim, mutfakta olan da benim. Ben artık Ece değil, Ece Aksoy'um.

-
Yaşayan efsane bir markayı satan değil de, alan olsaydınız nelere dikkat ederdiniz?
- Bir kere çok zor alırdım öyle bir şeyi, ama tut ki aldım, içini boşaltmazdım. O üslubu, o ahlakı, o mutfağı korurdum. Aşçısı da, bir yerde garsonu da kendimdim. Ben alsaydım, kim koruyor bu markayı diye düşünüp danışmanlık alırdım. Mutlaka her gün uğramalarını isterdim, her gün denetlemelerini isterdim.

- Ece'yi bir marka olarak başkalarına teslim etmek size neler yaşattı?
- Dört ay onlarla çalıştım. Günahlarını da almayayım, ama sanıyorum bana aydan aya ödedikleri para gözlerine battı. 'Biz niye buna para ödüyoruz, biz de burayı götürürüz, ne yapıyor ki?'ye geldi iş. Direkt "Sen git," demediler ama yani ben de 65 yaşında kadınım. Günde 18 saat çalışıyordum. Bir tek gün mutlu olduklarını görmedim. Onun için de "Size hayırlı işler diliyorum," dedim, ayrıldım. Ayrıldıktan sonra da, beni arayan çok sayıda müşterimin rezervasyonlarını aldım, onlara yolladım.

- Belli bir küskünlük yaşamışsınızdır diye sormuştum...
- Asla küskünlük yaşamadım ve inanın, kendi başlarına çok iyi iş yapmalarını diliyorum.

- Siz hayattan ne bekliyorsunuz?
- Sosyal iletişim. İnsanları çok seviyorum, insanlar da akşamları bir yerlere gidiyorlar. Benim evime gelemeyecekleri için çoğu buraya geliyor. Burada karşılaşıyorum onlarla. Bir de iyi malzeme satın almayı seviyorum. İşsiz kaldığım iki ay boyunca bütün mahalleye dağıttım yaptıklarımı, çoğu da çürüdü çöpe attım. Ama satın almaya ve yemek pişirmeye alışmışım. Pişirdim pişirdim, kime yedireceksin? Yok kimse. Hiç olmazsa yedirebileceğim insanlar olacak bu yeni dükkânımda.

- Peki neden en çok gazetecileri ya da sanatçıları doyurmayı seviyorsunuz?
- Ben 17-18 yaşında şiir kitabı çıkarmış bir insanım. O yıllarda ayakta durmak için muhasebecilik de yaptım ama o para kazanmak içindi. Şimdi de 65 yaşımdayım diye deniz kenarında bir kasabaya çekilip şiir yazmak istemiyorum. Hayat başka türlü bir şekilde yeniden başlıyor. O nüfusta görünen rakamlar beni ilgilendirmiyor. Ben dün yeni bir hayata başladım burada. Sanki bugüne kadar hiç bu işi yapmamışım gibi açtım bu dükkânı.

- Neden hiç okuyamıyoruz sizi?
- O da olur, şurada yemek pişirmeyi yoluna bir koyayım, gör bak ne şiirler ortaya çıkar.

- Peki o şiirli yıllardan biraz bahseder misin? Mesela Refik Durbaş arkadaşınızmış. İzmirliymiş o da.
- Evet, Gündüz Badak, Cemal Nalçacı, Onur Şenli.. Biz neredeyse aynı mahallenin çocuklarıydık. Ben liseden sonra hemen çalışmaya başladım, o zamana göre dudak uçuklatacak bir para alıyordum. Hepimiz dar gelirli ailelerin çocuklarıydık. Aralarında bir tek ben çalışıyordum. Bölüşürdük bazen parayı, yani harçlık verirdim ben onlara. Ne yapalım ne edelim, edebiyat dergisi çıkaralım dedik. Evren diye bir dergi çıkardık. O zamanlar bayılıyorduk Nurullah Ataç Türkçesi'ne.

ŞEBNEM AKSON

DİĞER GURME HABERLERİ
 Nohut yerine fıstık pirinç yerine karnabahar
 Küçük bir gurme cenneti
 'Eşkili' Maraş yemekleri
 Anadolu'nun bütün lezzetleri İstanbul'da
 Tarsus mutfağını keşfedin
 Balık bizim, Denize ne?
 50 yıl sonra yeniden Çin restoranı
 Ot deyip geçmeyin
 Manzara karın doyurur mu?
 Antep ve Antakya yemekleri bir arada
 Osmanlı mutfağından afrodizyak seçmeler
 Ağzımız tatlansın
 Acı, ekşi, tuzlu ve tatlı bir arada Tayland Mutfağı
 Bayatlamayan kurabiyeler
 Bir ABD'linin Osmanlı mutfağı tutkusu
 Naz'lı Türk mutfağı
 Tijen İnaltong'dan açıklama
 Plazma TV'li esnaf lokantası
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
  » Gurme
Bienal'in 'özel' biletleri satışta
Bienal'in 'özel' biletleri satışta
8 Eylül-4 Kasım 2007 tarihleri arasında gerçekleşecek 10.
Padişahların el yazmaları korumada
Padişahların el yazmaları korumada
1999 depreminde zarar gören Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi...
'Şovmenlerin kof ego sorunu var'
Şok, Dikkat Şahan Çıkabilir, Bir İş Lazım gibi formatların yaratıcısı...
Yoros Kalesi'nde göbek atmak
Boğaz'a nazır bir tepede, kim, neden kafa çekip göbek atar? Bu...
Allah korusun ya başkan Bush öldürülseydi?
İşte siyasal sinema türünde son derece özgün ve yenileyici bir film, bir tür...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.