|
|
|
|
|
|
Küçük bir gurme cenneti
İyi mezecilerin giderek tarihe karıştığı İstanbul'da hem kaliteli peynir ve şarküteri ürünlerinin satın alınabileceği hem de oturup lezzetli yemek yenebilecek bir yer var: Mania Gurme.
Almanya'da iki favori şehrim var. Münih ve Berlin. Sevmemin nedeni, şehirlerin güzelliği değil. Bu şehirlerde birer süper mezeci bulunmasından. Münih'tekinin adı Alois Dallmayr. İşe kahveyle başlamışlar. Bugün pastane kısmından çay reyonuna, balık çeşitlerinden sebzeye, şarküteri ürünlerinden pasta ve şaraba kadar gerçek bir yeme içme hazinesi. Mağazanın bir bölümüne ünlü Romalı gurme komutanın adını vermişler: Lucullus Bar. Burada alışveriş ederken bir masaya ilişip, Beluga havyarının yanında bir kadeh şampanya yudumlayabileceğiniz gibi, daha sıradan ürünlerle de karın doyurmanız mümkün.
GURME MAĞAZASI İkinci ve asıl favorim Berlin'deki KaDeWe. Burası ünlü Kurfürstendamm caddesinin başında dev bir alışveriş merkezi. Binadan içeri girdiğimde hiçbir yerde oyalanmadan hemen 6. kata çıkarım. Burası gerçek bir gurme cenneti. Dünyada peynirden meyveye, biradan şaraba, kuruyemişten şarküteriye, pastadan çikolatalara kadar, aklınıza gelebilecek en lezzetli, en önemli hangi ürün varsa, burada bulabilirsiniz. 400 çeşit Fransız peynirinin, 3 bin 400 çeşit şarabın, hatta 120 çeşit sirkenin satıldığını söylemem, diğer ürünlerin seçenekleri hakkında bir fikir vermeye yeter sanırım. Bunların dışında, sayıları 30'a ulaşmış gurme barlarında ıstakozdan büyük Fransız şef Paul Bocuse'un 'a la munite' spesiyalitelerine, ünlü Japon ustaların hemen önünüzde yaptıkları suşilere, Fransa'nın nefis bouillabaisse deniz ürünleri çorbasına kadar çok özel yemeklerle makul fiyatlara karnınızı doyurmanız da mümkün. İyi mezecilerin giderek tarihe karıştığı İstanbul'da hem kaliteli peynir ve şarküteri ürünlerinin satın alınabileceği, hem de oturup güzel bir yemek yenebilecek böyle bir mağazayı hayal bile edemiyordum. Derken eski bir arkadaşım bir öğlen yemeğine beni aldı, Topağacı'nda, Akbank'ın altında Mania adlı bir dükkâna götürdü. Küçük dükkânın bir tarafı, çoğunluğu İtalyan, yerli ve ithal peynirlerle taptaze oldukları renklerinden hemen belli olan yine ithal salam ve sucuk çeşitlerinin yer aldığı vitrinli buzdolabına ve bir peynir standına ayrılmış.
MASA SAYISI AZ Ortalıkta sadece beş-altı masa görünüyor. Benim Almanya'dan imrendiğim türden minik bir mezeci barı burası. Ama sunulan sadece peynir ve salamlar değil. Değme büyük restoranla aşık atabilecek bir de İtalyan yemekleri mönüsü var. Mania'nın sahipleri, İtalya'dan Fontina, Gorgonzola, Mascarpone, Parmigiano, Pecorino gibi market reyonlarında pek bulunmayan peynirleri, Pancetta, Mortadella, Parma jambonu gibi şarküteri ürünlerini küçük partiler halinde ithal ediyorlarmış. Dolayısıyla burada bu ürünler her zaman taze olarak bulunuyor. Ayrıca mağazanın bodrumuna büyük bir kav yapılmış. Makul fiyatlı dünya şaraplarından en nadide Fransız şaraplarına dek çok geniş bir şarap seçeneğini bulmak mümkün. Mania'da, 25 yılını İtalya'da geçirmiş ve çok iyi yemek yapan bir İstanbul hanımefendisi, Ayşe Hanım mutfağın sorumluluğunu üstlenmiş. Mania'da peynir ve şarküteri tabakları söyleyip, makul bir fiyata bir şişe şarap açtırarak restoranın mutfağında taze taze yapılmış ekmeklerle nefis bir yemek yemek mümkün. Biz, ortaya önce peynir ve şarküteri tabakları söyledik. Ben ardından porcini mantarlı rizotto ısmarladım. Arkadaşım da önce ev yapımı makarna çeşitleri içinden spagetti karbonara söyledi. Ardından şarapta marine edildikten sonra pişirilip dilimlenmiş iri bir parça dana eti, 'brasato al vino' istedi. Ben de köy ekmeğine sürülmüş porçini mantarı sotesi üzerinde rozbif dilimlerinin bulunduğu, onun da üstünde pavlone peyniri serpilerek fırınlanmış 'kanlı & canlı' adlı yemeği ısmarladım. İstanbul'un en ünlü İtalyan lokantalarının yemekleriyle boy ölçüşebilecek kalitede yemekler yedik. Üzerine de yine bayan şefin usta elinden çıkmış harika bir şarlot ve kolay kolay her yerde bulunamayan sıcacık, kaliteli bir espresso... Mania bu boyutlarıyla bile keyifle yemek yenebilecek bir yer. Keşke restorana ayrılan kısım biraz daha büyük olabilse.
DENİZ ERBİL
|
|
|
|
|
|
|
|
|