Parasına da el konuluyor
Ne demiştik? Evde Alzheimer'lı bir hastanız varsa sadece hastalıkla uğraşmakla kalmıyor, bir de bakım ve masraf sorunlarıyla karşı karşıya kalıyorsunuz.Türkiye'de 300 bin Alzheimer hastası var deniyor ama onlara özel sadece 20 odalı bir hastane mevcut. Üstelik o da İstanbul'da. Biraz araştırdım. Alzheimer ya da o tip bakım mecburiyeti olan hastaları huzurevleri ve emekli evleri kabul etmiyor. Hastanızı "Bakım Evleri" adı altındaki kurumlara yerleştirmeniz gerekiyor. Sağlık Bakanlığı güzel bir uygulama başlatıp SSK ve Emekli Sandığı'na bağlı hastanelerde bu tip hastaların da bakılması için şart koşmuş. Koşmuş da oralarda da Alzheimer kelimesini ilk defa duyan hemşireler çoğunlukta. Yani uzun lafın kısası, bu hastalık hakkında hiçbir eğitimi olmayanların size pek de bir yardımı bulunmuyor. Eliniz kolunuz bağlı. Peki diyorsunuz, ben bakarım. Hayatınızı evinizde hasta bakmaya adıyorsunuz. Eşiniz, babanız, anneniz... Her geçen gün gözünüzün önünde başka bir kişiliğe bürünüyor ve siz sadece bu korkunç hastalığa lanet edebiliyorsunuz. Buraya kadar iyi mi? Değil çünkü daha bitmedi. Çünkü Türkiye'de hasta olmak kadar hasta yakını olmak da zor. (Alzheimer hastasına bakanların yarısından çoğu depresyon geçiriyor, ama bu zaten ayrı bir yazı konusu.) Bir taraftan manevi anlamda yitip gitmişken, başına bu sefer maddi sorunlar çıkıyor. Eşinizin, annenizin, babanızın... Hasta kim ise, onun vasisi olmak için mahkemeye başvuruyorsunuz. (Alzheimer hastası bırakın para hesabı yapmayı, bazen size bile sen kimsin diye sorabilir.) Ondan sonra mahkeme hastanızın maaşını ya da mal varlığını size veriyor... HAYIR maalesef öyle olmuyor. Mahkeme paraya el koyuyor ve size kendi belirlediği bir miktarı, hasta iyiliği için uygun görüyor. Üstelik evde beraber yediğiniz yemekleri, ev harcamalarını ödemiyor. "Sadece hastanın harcaması kusura bakma" diyor."İyi ama ben eşiyim, ben ona bakıyorum" diyorsunuz. "Olmaz" diyor. Kiranızı pahalı buluyor, harcamalarınızı eleştiriyor... Bir taraftan Alzheimer gibi bakımı dünyanın en zor hastalığı ile başa çıkmaya çalışırken, bir taraftan da yaptığınız harcamaların fişlerini tutuyorsunuz. Eşiniz, babanız, anneniz sağlıklıyken para sorunu çekmezken, bir anda muhtaç hale düşebiliyorsunuz. Neden? Hastanıza 20 odalı hastanede yer bulamadığınız, hastalıktan anlamayan bakımevlerine bırakmayı göze almadığınız ve evde bakmayı kabul ettiğiniz için. Peki bu adil mi?
|