|
Federatif yönetim biçimi empoze edilmek isteniyor
|
|
PROF.DR. SENCER ŞAHİN (Akdeniz Ünv. Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri Bölüm Bşk.).
PATARA Kazı Başkanlığı'nın, Amerikan federatif devlet sisteminin, Likya federatif devlet sisteminden ilham alarak doğduğunu vesile ederek, kazılara ABD'li sponsor arayışına girdiğini ve bunu New York Times gibi gazetelere makale konusu şeklinde yansıtarak bilimsel bir durumu güncel siyasetin içine sokmaya giriştiğini duyunca, gerçekten endişelendim. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'ne son zamanlarda bazı iç ve dış odaklar tarafından etnik ve mezhepsel farklılıklar ileri sürülerek federatif yönetim biçimi empoze edilmek istenmekte ve emperyalist emellerin eski metodu 'divide et impera' (böl ve hükmet) Türkiye'de uygulamaya konulmaya çalışılmaktadır. Türkiye'nin federatif sisteme fazlasıyla hassas olduğu ve bunu varoluşuna tehdit olarak algıladığı bir dönemde birilerinin kalkıp eski Anadolu uygarlıklarından biri olan Likya federatif devlet sistemini, Türkiye üzerindeki emelleri belli olan bazı çevrelerin eline tarihi deliller oluşturacak şekilde referans göstermesi ya cehaletle ya da art niyetle açıklanabilir.
ALÇAKÇA TASARLANMIŞ Editörü olduğum " Likya İncelemeleri- 1 (2002)" başlıklı kitabın önsözünde, Likya federatif devlet sisteminden övgüyle söz eden Fransız düşünür Montesque'dan ve Amerikan Federal Anayasası'nın oluşum evresinden örnekler vermiştim. Bu bilgilerin bir gün Patara'da yürütülen bilimselliği kuşkulu arkeolojik kazılara, ucuz ve ülke bütünlüğünü tehdit edecek siyasal yorumlara açık söylemlerle sponsor malzemesi yapılabileceğini hiç düşünmemiştim. Patara'da, "Bulevterion" adı verilen iki bin yıl öncesinin, kent danışma meclis binasının modern TBMM ile ya da Amerikan Senatosu ile karşılaştırılarak, TBMM toplantılarından birinin Patara Bulevteriou'nda yapılmasını talep etmek ya da Amerikan Federal Devleti'nin kuruluş yıldönümlerinden birinin Patara'da kutlanmasını rica etmek gibi eylemler, bunu söyleyenlerin -bilerek ya da bilmeyerek- alçakça tasarlanmış bir komploya nasıl maşa olduklarını gösterir. Çünkü bu antik kentin meclisi, neticede emperyalist Roma İmparatorluğu'nun kıdemi düşük bir valisinin kontrolü altında çalışmış bir kent meclisiydi; federatif Likya Birliği'nin meclis binası dahi değildi. Çünkü bu bina, yılda bir kere eylül ayında toplanan 2000 üyeli Likya Eyaleti Federal Meclisi'ni barındıracak büyüklükte değildir. Patara ören yerinde böylesine bir kalabalığın sığacağı kadar büyük ve kapalı bir mekan ise bulunmuş değildir. Patara'yı kazanlar, kazdıkları yerin kültürüne, diline ve tarihine hakim olsalardı, böyle abes söylemlerle gündem oluşturmaz, kafa bulandırmazlardı. Patara kazı yöneticilerinin esas büyük zaafı bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Çünkü ister federal Likya Birlik Meclisi, ister Patara kent meclisi Roma Eyalet Valisi'nin "olur"unu almadan hiçbir karar alamazdı. Bu nedenle emir kulu bu meclisleri TBMM ile aynı kefeye koyarak, toplantılarından birini bu bina yıkığında yapmaya davet etmek düşündürücü ve esef uyandırıcıdır.
|