|
|
'Engel' tanımayan porselen ustası
Yıldız Porselen'in çalışkan sanatkarlarından Cem Barut'un desenleri büyük ilgi görüyor. Sağır ve dilsiz olan Barut'un desenlerini yaptığı porselenlerin birçok ünlü alıcısı var.
1894 yılında Yıldız Sarayı'nın bahçesinde Avrupa devletlerinin porselen sanayii karşısında gerileyen Osmanlı çini sanatına yeni bir yön ve hız vermek amacıyla kurulan Yıldız Porselen Fabrikası, bugün de işlevini devam ettiriyor. Osmanlı saraylarında kullanılan tüm objeleri aynıyla yeniden hayata geçiren Yıldız Porselen'de birbirinden yetenekli sanatçılar fırça tutuyor. Bunlardan biri de 20 yıldır burada çalışan Cem Barut. Barut'un özelliklerinden biri Yıldız Porselen'in çalışkan, üretken ve başarılı isimlerinin başında gelmesi. 41 yaşındaki Barut'un herkesi kendine hayran bırakan sanatkarlığını duyunca kendisiyle görüşmek istedik. Barut'un tek özelliği sanatkarlığı değil. O, sağır ve dilsiz. Böyle olunca kendisiyle nasıl konuşup anlaşacağımız sorunuyla karşı karşıya kaldık. Yıldız Porselen'in Müdürü Yekta Korca'ya bu endişemizi aktarınca kendisi "Hiç merak etmeyin, arkadaşları onun dilinden çok iyi anlıyor" diyerek bizi rahatlattı. Gerçekten gidince gördük ki Cem Barut, yıllar içinde kendi 'özel dili'ni arkadaşlarına da öğretmiş. Küçükken menenjit geçiren, yapılan bir iğneyle de sağır ve dilsiz kalan Barut, ilkokulu bitirdikten sonra okula devam etmeyerek resim dersleri almaya başlamış. İş bulamayınca resim üzerine kendisini geliştirmeye karar veren Barut, bir süre sonra Yıldız Porselen'de çalışmaya başlamış. O günden bugüne birçok objenin desen süslemesine imza atan Cem Barut, serbest motif çalışıyor.
HAYRÜNİSA GÜL'ÜN SİPARİŞİ Barut işinde o kadar başarılı ki birçok kişi Yıldız Porselen Sarayı'na sipariş vererek onun elinden çıkan eserlerle evlerini, işyerlerini süslüyor. Biz kendisiyle görüşmeye gittiğimizde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Gül'ün siparişi olan şekerliklerin üzerine desen çizmekle meşguldü. Aynı anda birkaç iş birden yapmayı seven, sıkıldıkça birinden diğerine geçen Cem Barut, bugünlerde bir de Osman Hamdi'nin ünlü "Kaplumbağa Terbiyecisi" adlı eserini tabağa resmediyor. Barut'un elinden çıkan objeler ayrıca Koç, Sabancı gibi ünlü isimlerden de ilgi görüyor.
TEK KUSURU GEVEZELİĞİ Barut'la yaptığımız söyleşide bize 20 yıldır birlikte çalıştığı Aydanur Kök yardımcı oldu. Artık Barut'un dili, kulağı olan Kök, yirmi yıldır yan yana oturmalarına rağmen hiç tartışmadıklarını, kavga etmediklerini söylüyor. Zaten Cem Barut da tüm çalışanlar içinde en iyi onunla anlaşıyor. Ama Aydanur Hanım'ın Barut'dan şakayla karışık bir şikayeti var. O da çok konuşması; "Sohbeti çok seviyor, çoğu zaman 'Hadi işinin başına' demek zorunda kalıyorum." Cem Barut'un eşi de kendisi gibi gibi sağır ve dilsiz. Eşi konfeksiyon işinden emekli olan başarılı sanatkar, kendisi de bu hakkı kazanmasına rağmen emekli olmayı hiç düşünmüyor. "Daha gencim, evde oturup ne yapacağım?" diyerek adeta hayata ne kadar bağlı olduğunu kanıtlıyor. Yıldız Porselen Fabrikası'nın müdürü Yekta Korca da Barut'un, fabrikadaki süsleme sanatçıları arasında en çok üretim yapanların başında geldiğini söylüyor. Cem Barut'un bize anlattığı tek derdi ise, 16 yaşındaki lise öğrencisi oğlu Duhan'ın derslerinden düşük not alması. Ama bunu söylerken bile esprili kişiliğini ortaya koyan hareketlerle "Hep 1, 1 getiriyor. Ben de harçlığını kestim" diyor.
Eylem BİLGİÇ
|