MÜSİAD'dan enerji raporu
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından hazırlanan ''Türkiye'nin Enerji Ekonomisi ve Petrolün Geleceği'' konulu raporda, enerji reformu konusunda derneğin 32 maddeden oluşan yol haritası yer alıyor..
Rapor, İstanbul'da düzenlenen bir toplantı ile kamuoyuna açıklandı. MÜSİAD Enerji Sektör Kurulu Danışmanı Nusret Alemdaroğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, raporda yer alan enerji reformu konusundaki 32 maddeyi değerlendirdi.
''Milli Enerji Şurası'' yapılarak yeni stratejiler belirlenmesi ve yol haritası ortaya konması gerektiğini belirten Alemdaroğlu, enerji politikasına uzun vadeli petrol politikası eklenmesi gerektiğini söyledi. Alternatif enerji kaynaklarına ilişkin yönetmelikler çıkarılarak işlerlik kazandırılması gerektiğinin altını
çizen Alemdaroğlu, rüzgar, güneş, su, temiz kömür teknolojisi ve nükleer enerjiye ağırlık verilmesi zorunluluğunu anlattı.
Alemdaroğlu, biyodizelle ilgili idari, teknik, hukuki, mali ve politik düzenlemeler ve mevzuatlar gerçekleştirilmesi ve yerli girdilere dayanılarak yapılan biyodizelin üretiminin teşvik edilmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin enerji profili hakkında da bilgi veren Alemdaroğlu, Türkiye'nin AB'ye yaklaşması için gerekli yıllık yatırım miktarının 4,5 milyar dolar olduğunu dile getirdi.
Türkiye'de elektrik dağıtımında kayıp kaçak oranının 2005 yılı için ortalama yüzde 18 olduğunu, AB'de ise bu oranın yüzde 8 düzeyinde gerçekleştiğini ifade eden Alemdaroğlu, '''Eğer ülkemizdeki yüzde 18 olan elektrik kayıp kaçağını yüzde 8-10'lar mertebesine indirebilirsek yaklaşık 2-3 Keban Barajı kazanırız'' dedi.
Türkiye'de sanayide kullanılan ortalama elektrik fiyatının OECD ülkelerinden yüksek olduğuna değinen Alemdaroğlu, nükleer enerjinin ise olmadığını belirtti. Türkiye'nin alternatif enerji kaynaklarını arayıp bulmak zorunda olduğunu dile getiren Alemdaroğlu, ''Türkiye'nin 1970 yıllarında başlayan nükleer enerji macerası hala sonuçlanmış değildir. Dünyadaki örneklerine bakarsak ülkemiz nükleer enerji ile tanışmak zorundadır.
Böylece alternatif enerji kaynaklarıyla dışa bağımlılığımız o derece azalacaktır'' diye konuştu. Alemdaroğlu, bir gazetecinin nükleer enerji tesislerine ilişkin sorusu üzerine, Çernobil'e giderek incelemelerde bulunduğunu, o günkü teknoloji ile günümüz teknolojileri arasında çok fark bulunduğunu anlattı.
RAPOR
MÜSİAD tarafından hazırlanan raporda, petrolün hayatın her alanında bulunduğu, hala alternatifsiz ve kıt olduğuna dikkat çekiliyor.
Günümüzde dünyada birincil enerji tüketiminde en büyük payı yüzde 40'a yaklaşan oran ile petrolün aldığı ve halihazırda dünyada günlük petrol üretimi olan 84 milyon varilin yarısının da ulaşım sektöründe kullanıldığı belirtildi.
Petrolün ne zaman biteceğinin değil, dünyadaki petrolün yarısının ne zaman tüketilmiş olacağının önem taşıdığı ifade edilen raporda, şunlar kaydedildi: ''Çünkü o noktadan sonra, ki buna petrolün üretim zirvesi denmektedir, arz, artan talebi karşılamayacak, ucuz ve kolay petrol devri kapanacaktır. Bugün yüksek gibi görünen petrol fiyatları ise tarihe petrolün ucuz olduğu dönem olarak yer alacaktır.''
Raporda, 2009 yılına kadar normal şartlarda petrol fiyatlarında sürekli artış yaşanmayacağı, fakat o tarihten sonra devreye girecek yeni büyük üretim sahaların olmaması ve bulunacak olanların da 2014'den önce üretime başlamasının zor olacağı kabul edildiğinde, muhtemelen 2015 yılında arzın talebi karşılamaya yetmemeye başlayacağının tahmin edildiği belirtildi.
Yükselen petrol fiyatlarının ABD'nin ve petrol ihraç eden ülkelerin işine gelebileceği savunulan raporda, petrole bağımlı ülkelerin ihtiyaçlarını gidermek için baskıyı sürdüreceği, Suudi Arabistan, Sudan, Venezuela ve İran'ın bu açıdan risk altında olduğu belirtildi.
Raporda, Türkiye'nin konumunun ise kritik olduğu kaydedilirken, ''Hesaplamalara göre, ham petrolde meydana gelen 1 dolarlık artışın ithalat faturamızsa getirdiği ek yük, 175 milyon dolar civarındadır. Ham petrol fiyatlarının petrol ürünlerine yansıması da dikkate alındığında toplamda petrol faturamıza eklenecek yük 200 milyon dolar civarında olacaktır'' denildi. Raporda, petrol güvenliği konusundaki çalışmaların devam ettirilmesi gerektiği vurgulandı.
(AA)
|