|
|
En iyisi Dışişleri'ni Washington'a bağlamak
1 Mart Tezkeresi öncesi kıyameti kopardılar. "Washington B Planı'na geçiyor" dediler, "Stratejik ortaklık bitti" dediler, "Üçüncü Dünya ülkesi oluyoruz" dediler... Akla gelebilecek her türlü sözü söylediler. Meclis'in iradesini kendi fikirleri, çıkarları, doğruları doğrultusunda yönlendirmek istediler. Tezkere reddedilince müthiş bir panik ve karamsarlık tablosu çizdiler. Türkiye bitmişti artık. Dediklerinin hiçbiri çıkmadı. Tezkerenin reddi sayesinde Müslüman bir komşu ülkeye asker göndermek zorunda kalmadık. Bu sayede Amerika'nın cinayetlerine, işkencelerine, kirli ilişkilerine ortak da olmadık. Belki de bu sayede ülkemizi muhtemel bir terör saldırısı dalgasının dışında tuttuk. Onlara kalsaydı, Washington ve Tel Aviv'in doğrultusunda hizmet edip Irak'a, özellikle Kuzey Irak'a girmeliydik. Cepheye gidecek olan kendi çocukları değildi nasılsa. Hiçbir zamanda cepheye gidenler onların çocukları olmadı ya... Tek kıbleleri Washington olanların, bölgeye Amerikan-İsrail gözlüğüyle bakma alışkanlığı hâlâ değişmedi. Değişmesi de beklenemez zaten... Şimdi de kıyameti Hamas ziyareti nedeniyle koparıyorlar. Bu gelişmede hükümetin duruşunun da büyük payı var kuşkusuz. Türbanda olduğu gibi, ürkek bir tavır takındılar. Davetin arkasında duramadıkları gibi, görüşmeyi AK Parti Genel Merkezi'ne taşıma, havaalanında Meşal'le karşılaşmamak için yoldan dönüp mobilyacı ziyareti gibi ucuz numaralara başvurdular. Belkemikli bir duruş sergileyemediler. Belki de medyanın tepkisi gözlerini korkuttu. Haklılardı, çünkü İsrail gazetelerinde görülmeyen bir tepki Türk gazetelerine yansıdı. Onlara göre, bizim kendi dış politikamız olamaz. Türkiye'nin dış politikası Washington'ın çizdiği sınırlar içinde var olabilir. Bunun dışına çıkılır ve özellikle İsrail rahatsız edilirse, kıyameti koparırlar. Kopardılar da... Hamas terör örgütü anladık. Terörün gerekçesi de olmaz. Onu da anladık. Peki, ama işgale direnmek ayıp mı, onu anlamakta zorluk çekiyoruz. Bir ulusun topyekûn aşağılanması normal, o ulusun kendi kaderini çizmeye çalışması anormal. Filistin'de seçim olsun denmiş, Hamas'ın katılmasına izin verilmiş, sonuçlar çıkınca hoşa gitmemiş, Hamas'ın terörist olduğu akla gelmiş. Barışa bir şans verilmesine bile tahammülleri yok. Ankara, Amerikan gözetimi ve denetiminde Kuzey Irak'a dahil olsun ama kendi tarihinin önemli bir parçası olan Filistin'de barışa katkıda bulunma çabasına girmesin istiyorlar. Modern mandacılar aslında bunlar. Açıkça itiraf edemiyorlar. Mandacılıklarını çılgın Türklük'le, Kurtlar Vadisi ile boyayıp gizliyorlar ama biraz kazıyınca yaldızın altından gerçek hemen çıkıyor.
|