|
|
Fatih Terim'den bir Petek Dinçöz yaratmayı istediler
Ben demiyorum. Çok tartışılan "Liderler, İmajlar ve Medya" isimli kitabın yazarı başarılı iletişimci Nuran Yıldız söylüyor. Yıldız'a göre Fatih Terim o eski haline yani karizmatik duruşuna geri dönmeli, insanlarla vıcık vıcık ilişkilerden kaçınmalı
"Fatih Terim hepimiz için önemli bir isim. O bizi hayal kurmaya ve o hayalleri gerçekleştirmeye alıştırdı. Düne kadar herkes onu karizmatik buluyordu ama neden öyle bulduklarını bilmiyorlardı. Evet karizmatikti çünkü başarıyı seviyordu. Karizmatikti çünkü insanlarla vıcık vıcık ilişkiler kurmuyordu." Bu sözleri duyduktan sonra durup biraz düşündüm. Sahi biraz haksızlık yapmıyor muyuz? Düne kadar büyük bir övgüyle bahsettiğimiz Terim bu. Seversiniz sevmezsiniz, yine de başarılı olduğunu kabul ettiğiniz bir Terim bu. Dayanamayıp, televizyonda yukarıdaki sözleri eden kişiyi aradım. Nuran Yıldız genç ve başarılı bir iletişimci. Aynı zamanda Ankara Üniversitesi'nde yardımcı doçent. Onu aslında daha çok yazdığı kitaptan hatırlayabilirsiniz. Hani şu çok konuşulan "Liderler, İmajlar ve Medya" isimli ünlü kitap. Nuran Yıldız son günlerde Milli Takım etrafında konuşulanları, ortaya çıkan tabloyu ve Fatih Terim'in üzeri bu kadar gidilmesini hep imaj sorununa bağlıyor. Çok güzel tespitlerde bulundu. İlginizi çekeceğini düşünüyorum.
*** * Fatih Terim konusunda bu noktaya gelineceği belliydi. Galatasaray'daki ağır karizmatik ağabeyin yerini her kanalda karşımıza çıkan, sürekli anlatan, konuşan, yorumlayan bir Terim aldı. * Fatih Terim'den bir Petek Dinçöz yaratılmak istendi. Bu olmaz. Biz Lucescu'yu en başarılı olduğu zamanda medyada çok yer almıyor diye göndermedik mi peki? * Fatih Terim'e büyük haksızlık yapılıyor. Hiçbir eleştiriye tahammülü olmayan bir Terim'den bahsediliyor. Doğru değil. Terim eskiden bir yenilgi sonrası herkesten önce çıkıp kendisi eleştiri yapardı. "Hakemler, saha, koşullar kötü olabilir ama biz bu maçı almalıydık" derdi. Oyuncusuna sahip çıkardı. Kendisine karşı öylesine acımasız olurdu ki başkaları eleştirme fırsatı bulamazdı. * Bu maçtan sonra bunların tersini yaptı. Çünkü artık medyayla o kadar içli dışlıydı ki canının istediği gibi konuşabileceğini düşündü. * Terim medyayı yönetmedi, maalesef kendisi yönetildi. En büyük hatası bu. * Merak ettiğim bir başka şey daha var. Kriz yönetimi diye Terim'in sporcularla konuştuğu bir kaset ortaya çıktı. Filmde söylediklerine kendi bile inanmayan kağıttan okuyan bir Terim var. Takım mentoru futbolculara psikolojik destek veriyor ve ortada bir kamera dolaşıyor. Bu nasıl bir psikolojik bir destek? * Olan Türkiye'nin imajına oluyor. Hemen barbar Türkler basamağına geri itiliyoruz. Önce cehennem sonra cennet pankartları açılıyor. Bu sefer ikiyüzlü bir toplum imajı veriyoruz. * İktidar tehlikeli bir o kadar da cazibeli bir kavram. Herkes ona sahip olmak istiyor. Sahip olanlar da kendilerinden emin olmadıkları için bunu test etmeye çalışıyor. Oysa tam iktidara sahip olduğunuz zaman asıl özgürlüğünüzü kaybedersiniz. O nedenle oraya çıkmak değil orada bulunmayı idare etmek önemli. Terim bunu daha önce çok iyi yapardı. Sanırım gerilimden dolayı eskiyi unuttu, olmadığı gibi davranmaya başladı. * Siyaset ve spor dünyasının yöneticileri ağızlarından çıkanı ciddiye almazsa, uzun vadede dünyada, ülke olarak bizi ciddiye alan kalmayacak. * Terim'in imajı hala yerinde aslında. Ama onu göstermesi gerekiyor. Yani eskiye dönmesi. Ayrıca imajının kurtarılması gerektiğini düşünmesi de şart.
*** Nuran Yıldız haksız değil aslında. Şöyle bir durup, tabloya dışardan bakınca eski Fatih Terim'i arıyor insan. Güçlü, karizmatik, kendini eleştiren, sevilen ve nefret edeline Terim karmasını. Peki ama biz milletçe sporu neden bu kadar hayatımızın ortasına koyduk? Neden milletçe kahroluyoruz gol yiyince? Cevabı yine Nuran Yıldız'da. "Çünkü egomuza iyi gelecek zaferlere ihtiyacımız var. İçten içe biliyoruz ki politik alanda bu çok zor. Sporda buna biraz daha yakındık. İşin içine fiziksel güç de girince, değmeyin keyfimize. Politik alanda, yani partiler arasında ciddi bir iktidar mücadelesi olmadığını göz önüne alırsak... Ne yapalım? Spora tutunuyoruz. Bu nedenle futbol için 'Kitlelerin afyonu' denilmiyor mu?" Futbolla yatıp futbolla kalkıyoruz. Kendi kahramanlarımızı yaratıp sonra bir anda harcıyoruz. İletişim sorun mudur, kişisel tercih mi bilinmez. Kahraman iktidarda biraz sallanırsa... Canına okuyoruz. Tıpkı Fatih Terim'de olduğu gibi.
|