|
|
Japonya'da 115 yıllık Türk izleri
Geleneksel değerlerine bağlılıklarıyla övdüğümüz teknoloji devrimine gıptayla baktığımız Japonlar, acaba nasıl insanlar? Gelin, Japonların 'kapalı' dünyasının kapısını birlikte aralayalım.
Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı'nın (JICA) davetlisi olarak gittiğim bu adalar ülkesinde, bir anda kendimi "deprem tartışması"nın içinde buldum.... Japonya, günlerdir iki olayla çalkalanıyordu. "Güvenli ülke" imajını sarsan ilk olay, 7 yaşındaki bir kız çocuğunun boğularak öldürülmesiydi. Ceset görüntüsü yansıtılmadı. Japon polisi günlerce sürdürdüğü araştırmanın sonunda, 30 yaşındaki Peru asıllı bir zanlıyı gözaltına aldı. Ülkeyi karıştıran bir başka önemli olay ise "çürük binalar" gerçeği ile yüzleşme oldu. Japon Meclisi'nde kurulan soruşturma komisyonu, TBMM'den farklı olarak tüm tartışmaları canlı yayında kamuoyuna yansıttı. Birbirlerini acımasızca suçlayan taraflar, "Hep senin kar hırsın yüzünden" diye bağırıyordu... Gelelim sokaktaki hayata... Japonlar, metrolarda, trenlerde ya kitap okuyor ya uyukluyor ya da cep telefonları ile oyun oynuyor... Yanındaki ile dedikodu yapan da yok varislerinden dert yanan da. Her vagonda köşe kapmaca esas. Kimse ortada olmak istemiyor. Mekanik hayatlar düzenle bütünleşiyor. "Bilet, sigara, soğuk-sıcak içecek, yiyecek, şemsiye, gazete, telefon kartı" günlük hayatta lazım olan her şey makinelerden alınıyor. Ülkede şehir hayatı, görme ve bedensel engelliler için mükemmel tasarlanmış. Kaldırımların ortasında kabartma sarı çizgili ayrı bordür taşları var. Görme engellilere rota çizen bu taşlar, yol ayrımlarına, trafik ışıklarına gelince kabartma noktalara dönüşüyor. Böylece bir tür erken uyarı mekanizması işliyor. Açık havada, ortak kullanım alanlarında sigara içilmesi de kısıtlanıyor. İstasyonlarda "Smoking area" yani sigara içilen bölümler bulunuyor. Tiryakiler, açık havada gönlünce dumanını tüttüremiyor.
JR LOGOSUNUN ANLAMI Teknoloji merkezi Japonya, toplumsal yaşamda "kapalı" bir görüntü veriyor. 3-4 yıldızlı otellerde bırakın odalardan internete ulaşmayı, business center bile bulamıyorsunuz. Oteller sizi en yakın internet kafeye yönlendiriyor. Uluslararası görüşmeye açık telefonlar sınırlı. Sadece önemli merkezlerde ve otellerde var. Hemen her köşebaşında ise "pachinko" adı verilen kumar makinelerini bulmak ve oyun oynamak mümkün. Japonya'da "JR" logosu neredeyse hayatın merkezi. JR yani "Japan Railways" olmadan Japonya olmaz. Hızlı tren, ekspres, metro derken JR'sız kıpırdamak imkansız. Yani JR bir kilitlendi mi Japonya'da hayat duruyor. JR, tren işletmesi olmanın yanı sıra büyük istasyonlara entegre edilen iş merkezlerinin de yapımcısı konumunda. Açık havada, ortak kullanım alanlarında sigara içilmesi de kısıtlanıyor. İstasyonlarda "Smoking area" yani sigara içilen bölümler bulunuyor. Tiryakiler, açık havada gönlünce dumanını tüttüremiyor.
ISLAK MENDİLLE KARŞILAMA Japonlar'da, bir yabancıya en ilginç gelen uygulama restoranların vitrini. Lüks, salaş ayrımı olmaksızın tüm lokantaların girişinde, mönünün plastikten bir örneği sergileniyor. Fiyatı ve ürünü aynı anda görmeniz mümkün. İster fast food isterse klasik Japon mutfağı olsun restoranda sizi mutlaka "bir bardak buzlu su ve ıslak mendille" karşılıyorlar. Başkent Tokyo, 25 milyon nüfuslu metropol bir kent olduğundan öyle şehir manzaralı restoran bulmak pek mümkün değil. İş merkezlerinin üst katları, kapalı mekanlar restorana dönüştürülmüş.
VARSA YOKSA İŞ Japonya'da hayat, eşittir "iş" demek. "İş, iştir" felsefesi toplumun genetik şifrelerine işlenmiş. JICA adına bana eşlik eden İnan Öner'de de anlayışın en somut örneğini gözlemledim. 10 yıldır Japonya'da yaşayan İnan, bir Japon hanımla hayatını birleştirmiş. Seyahatin 2. günü İnan'ın bir oğlu dünyaya geldi. Ancak o, "İş etiğine uymaz" diyerek minik Ekin'i görmeye gidemedi.
Okan MÜDERRİSOĞLU
|